Niçin anlamıyorsun?

02/01/2023 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Sultân Behâeddîn Veled anlatır:

Babamla bir gün Hüsâmeddîn Çelebi'nin bağına gidiyorduk.

Babam beni aldı.

Ve bir katıra bindirdi.

Kendisi, yürüyordu.  

Babam önde gidiyordu.

Ben ardında gidiyordum.

Bir ara, babam Mevlâna hazretlerinin mübarek vücudunu, Allahü teâlânın izniyle büyük bir nurun kapladığını gördüm.

Etrafa ışık saçıyordu.

Aynen güneş gibi.

Buna hayran kaldım.

Çok da duygulandım!

Aklıma, babamın büyüklüğünü inkâr edenler geldi.

Ve kalbimden;

“Böylelerine şaşıyorum, niçin anlamıyorlar, böyle mübarek bir zatı nasıl tanımıyor ve inkâr ediyorlar?” diye düşünüyordum.

O ara babam geriye döndü.

Ve bana seslendi:

“Ey Behâeddîn!”

“Buyur babacığım.”

“Sen babanı inkâr edenleri bırak da kendi nefsine bak” dedi. Ben cevaben;

“Peki babacığım” dedim.

Ne düşündüğümü anlamış.

Babam tekrar;

“Sakın ucb ve kibir hastalığına yakalanmayasın” buyurdu.

Mahcup olmuştum!

Özür dileyecektim.

Babam, yine bana döndü.

Ve son olarak;

“Herkes yaya yürürken sen binek üzerindesin. Bu kadarcık gönül yüksekliği, insanı ucba, yani kendini beğenmeye götürebilir, aman dikkat et” buyurdu.