Hicrî ikinci senede emredilen ibâdetler
02/06/2025 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Hicretin 2. senesinin Zilhicce ayında, Kurbân kesmek
ve bayram namazı kılmak da vâcip oldu...
Bilindiği gibi, hicretin 2.
senesinde, oruç farz oldu; Ramazân ayında, terâvîh namâzı kılınmaya
başlandı ve sadaka-i fıtır vermek vâcip oldu; zekât
vermek de farz kılındı. Kezâ 2. yılda, müdâfaa için cihâda
izin verildi; Müslümânların kıblesi Kâ’be-i şerîfe oldu.
Yine o senenin Zilhicce ayında, Kurbân kesmek ve bayram namazı kılmak
da vâcip oldu...
Kurbân ibâdeti, dünyâya
gönderilen ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hazret-i Âdem’den beri
bilinen ve yapılagelen bir ibâdettir.
Bakara 196; Mâide 2, 95, 97 ve
Fetih 25’te hacda kesilen kurbânlar; Mâide sûresinin 27.
âyetinde, Âdem aleyhisselâmın 2 oğlunun kestikleri kurbân, 103.
âyetinde ise adak kurbânı; Hac suresinin 36-37.
âyetlerinde umûmî olarak kurbân ibâdeti; Sâffât suresinin 102-107.
âyetlerinde de Hazret-i İbrâhîm aleyhisselâm’ın kestiği kurbân zikrolunmuştur.
Kevser sûresinde ise, Peygamber
Efendimize farz olan, fakat (Hanefî
mezhebine göre) ümmetinden zengin olanlara vâcip kılınan, (Mâlikî,
Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre ise sünnet-i müekkede olan) kurbân beyân
buyurulmaktadır.
Kur’ân-ı kerîmde, Hac
sûresinin 34. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyurulmuştur:
“Her ümmet için, Allah’ın
kendilerine rızık olarak verdiği kurbânlık hayvânların üzerlerine O’nun adını
anarak kurbân kesmeyi meşrû’ kıldık...”
Kurbân nisâbına mâlik olan ve
gerekli diğer şartları taşıyan [ya’nî âkıl, bâliğ, mukîm, hür olan zengin] bir
Müslümânın kurbân kesmesi vâciptir; zarûretsiz kurbân kesmemek günâhtır.
“Kurbân”, “davar [koyun,
anası gibi gösterişli 6 aylık kuzu ve keçi], sığır [inek,
dana, öküz, tosun, düve, boğa, manda] veya deveyi, Kurbân
Bayramının ilk üç gününde [Şâfiî mezhebinde 4. günde de kesmek câizdir], kurbân
niyeti ile kesmek” demektir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Kurbân bayramında yapılan
amellerden, Allahü teâlâ katında, kurbân kesmekten daha kıymetlisi yoktur. Daha
kanı yere düşmeden, Allahü teâlâ, onu muhâfaza eder. Onunla nefsinizi tezkiye
edin, onu seve seve kesin.” [Tirmizî]
“Kurbânın derisindeki her tüy sayısınca
size sevâp vardır. Kanının her damlası kadar mükâfât vardır. O sizin mîzânınıza
konacaktır. Müjdeler olsun.” [İbn-i
Mâce]
“Yâ Fâtıma, kurbânının yanına
git! Kesilirken orada bulun! Yere akacak ilk kan damlası ile, geçmiş günâhların
affedilir.” [İbn-i Hibbân]
“Kurbânlarınızı gönül hoşluğu ile
kesin! Çünkü hiçbir Müslümân yoktur ki, kurbânını kıbleye döndürüp kessin de,
bunun kanı, boynuzu, yünü, her şeyi kıyâmette kendi mîzânına konan sevâbı
olmasın.” [Deylemî]
“Kesilen kurbân, Kıyâmette,
etiyle, kanıyla 70 kat büyüyerek mîzâna konur.” [İsfehânî]
“Kurbânlarınız, semiz olsun.
Onlar, Sırâtta bineklerinizdir.” [Zâdü’l-mukvîn]
“Cimrilerin
en kötüsü [vâcip
iken] kurbân kesmeyendir.”
