"Hepimizin âkıbeti bu..."

03/03/2021 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Alî Hâfız Efendi’nin sevdiklerinden Ziyâeddîn Efendi vefât etti.

Çocukları, durumu Alî Hâfız Efendi'ye bildirmek için bir haberciyi dergâha yolladılar.

Haberci dergâha geldi.

Büyük zât o geleni gördü.

Ve kendisine:

"Ziyâeddîn Efendi’nin vefât ettiğini mi haber vereceksin?" buyurdu.

Haberci:

"Evet efendim" deyince:

"Geliyorum" dedi.

Ve gidip techîz ve tekfînini yaptı.

Cenâze namazını kıldırdı.

Kabrine koydu.

Telkînini de verip ayrıldı.

● ● ●

Bu zâtın üç oğlu vardı.

Üçüncü oğlu Necâti idi.

Küçük yaşta ânîden rahatsızlandı.

Hastâneye kaldırdılar.

Ameliyat sonrası kurtarılamadı.

Ancak babası dergâhtaydı.

Ve bu işten haberi yoktu.

Ev halkı telâşlandılar!

Zîrâ babasına ne diyeceklerdi?

Nasıl haber vereceklerdi?

Birkaç talebesi, bu zâta gittiler.

Bu acı haberi vereceklerdi.

Ama bir türlü diyemediler.

Alî Hâfız Efendi onlara:

"Hepimizin âkıbeti işte bu. Buna hazırlanalım ki bundan kurtuluş yoktur. Necâti'nin vefât ettiğini niçin söylemiyorsunuz?" buyurdu.

Oğlunu bizzât kendisi yıkadı.

Kefenledi, namazını kıldırdı.

Ve kabrine defnetti...