Azap yapılan kimseler, muhakkak ona lâyıktır!

28/01/2024 Pazar Köşe yazarı V.T

Ebû Abdullah hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâ, müstehak olmayan hiçbir kimseye azap yapmaz!"

 

Ebû Abdullah Muhammed bin Sûka hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. Eshâb-ı kirâmdan Enes bin Mâlik ve Ebu't-Tufeyl Âmir bin Vâsıle’nin ve Tâbiînin büyüklerinin sohbetinde bulundu. Çok az sayıda hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.

Muhammed bin Münkedir, kendisine sordu: “Yâ Ebâ Abdullah! Sana en hoş gelen amel hangisidir?” Muhammed bin Sûka hazretleri de “Mümini sürûra boğmaktır” buyurdu. “Ondan sonra hangisidir?” dedi. “Kardeşlere ikrâm etmektir” buyurdu.

Ya’lâ bin Ubeyd, Muhammed bin Sûka’dan nasîhat istedi. O da; “Sizden önceki, insanlar çok konuşmaktan pek sakınmışlar, çok konuşmak üç yerde iyidir demişlerdir. Birincisi, Allahü teâlânın kelâmı olan Kur’ân-ı kerîmi çok okumak, ikincisi, çok emr-i mâruf yapmak sebebiyle fazla konuşmak. Üçüncüsü, fazla nehy-i münkerden dolayı çok konuşmak. Bu üç şeyden başka ancak çok lüzûm olursa konuşun. Zîrâ sizlerle beraber kirâmen kâtibîn melekleri vardır. İsimleri Rakib ve Adid’dir. Onlar hayır ve şer konuşulan her şeyi yazarlar. Akşam olduğu vakit, meleklerin yazdıklarında âhıretle ilgili yazıları çok olan ne bahtiyar kimsedir. Dünyâ ile ilgili olan yazısı çok olan ne bedbaht kimsedir.”

Bir gün kardeşinin oğlu kendisine bir suâl sordu. Muhammed bin Sükâ hazretleri ağlamaya başladı. Yeğeni, “Ben suâlin cevâbını vereceksiniz diye sordum, siz ise ağladınız, cevap vermeyecek misiniz?” deyince, o da; “Ey kardeşimin oğlu, suâlin cevâbından âciz olduğum için değil, bu mevzûu bugüne kadar sana öğretmediğim için ağlıyorum” buyurdu.

Sohbetlerinde buyurdu ki: “Allahü teâlâ, müstahak olmayan hiçbir kimseye azap yapmaz. Azap yapılan kimseler, muhakkak ona lâyıktır. Şöyle ki; bir kimseye dünyâlık verilir. O kimse, verilen dünyâlığa çok sevinir. Fakat, dîninden bir şey fazlalaştığı zaman hiç farkına varmaz. Böyle kimse nasıl azâba müstahak olmasın?”

“Bir kimsenin dünyâlığından bir şey eksildiği zaman çok üzülür. Lâkin, o kimsenin dîninden bir şey eksildiği zaman o kadar üzülmez. Hattâ umûrunda bile olmaz. İşte o kimse de kendisini Allahü teâlânın azâbına müstahak eder.”

“Bir kimsenin aksırdığını duysam, aramızda deniz de olsa 'Yerhamükellah' derim.”

“Allahü teâlâdan korkan mümin hiç neşelenmez. Onun rengi hiçbir zaman açılmaz. Yüzü devamlı mahzûn olur.”