Bizim Saka'yı istediler

04/08/2022 Perşembe Köşe yazarı A.U

Mevlânâ hazretlerine, bir gün üç kişi gelir.

Üçü de nurani kimselerdir.

Hazret-i Mevlânâ'nın karşısında edeple otururlar.

Alçak sesle bir şey sorarlar.

Hazret-i Mevlânâ dinler.

“Uygundur” buyurur.

Onlar, bu cevabı alırlar.

Veda edip ayrılırlar.

Oğlu Sultan Veled, sorar:

“O gidenler kimlerdi baba?”

Buyurur ki:

“Onlar (ricâl-i gayb) dendi evlâdım. Halk arasında bunlara (kırklar) denir.”

“Size ne sordular?”

“Kırklardan biri vefat etmiş. Benden, bizim Saka’yı istediler. Ben de uygundur dedim” buyurur.

● ● ●

Bu zat, bir sohbetinde;

“İyi Müslüman, önce dinini öğrenir, doğru anlar, öğrendiğiyle amel eder, bunları başkalarına da öğretmeye çalışır ve kimseyi incitmez” buyurdu.

Dinleyenler:

“Hiç namaz ve oruçtan bahsetmediniz” dediler.

Cevabında:

“Namaz ve oruç, kulluk vazifemizdir. Elbette yapacağız. Ama şunu bilin ki, Müslümanlık, sadece namaz ve oruçtan ibaret değildir. Bunları yaptıktan sonra mühim olan, kimseyi incitmemektir” buyurdu.