“Ey Allah'ım! Sen onları bağışla!.."

07/09/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T

Bişr-i Hafî hazretleri, hanım evliyâdan olan Âmine-i Remliyye'den devamlı duâ isterdi...

 

Âmine-i Remliyye hazretleri meşhur hanım evliyâlardandır. Sekizinci asrın sonlarında, Kudüs civârında Remle şehrinde yaşamıştır. 815 (H.200) yılında vefât etti. Zamânın büyük velîlerinden olan Bişr-i Hafî hazretleri, devamlı ondan duâ isterdi... Günlerden bir gün Bişr-i Hafî hazretleri hastalandı. Yaşlı ve ihtiyar olduğu rivâyet edilen, o büyük hanım evliyâ, Remle'den kalkıp, Bişr-i Hafî'nin ziyâretine geldi. Bu sırada Hanbelî mezhebinin kurucusu İmâm Ahmed bin Hanbel de Bişr-i Hafî'nin ziyâretine gelmişti. Yanında bulunan ihtiyar ve yaşlı hanımın kim olduğunu sorduğu zaman; Âmine-i Remliyye diye cevap verdi. İmâm Ahmed bin Hanbel hemen kendisinin duâsına ihtiyâcı olduğunu belirtti ve duâ istedi. Bunun üzerine; Âmine-i Remliyye'nin şu şekilde duâ ettiği rivâyet edilmektedir:

“Ey Allah'ım! Bişr-i Hafî ve Ahmed bin Hanbel, Cehennem azâbından kurtulmak istiyorlarsa, onları kurtar ve bağışla. Ey merhameti ve bağışı bol Allah'ım! Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin..."

Buyurdu ki: Nefsin İslâmiyetin dışına taşmasını önlemek için, onunla iki cihâd vardır: Birincisi, ona uymamak, onun arzularını yapmamaktır. Buna, (Riyâzet) çekmek denir. Riyâzet, verâ ve takvâ ile olur. (Takvâ), haramlardan sakınmaktır. (Verâ) haramlardan ve mubâhları ihtiyaçtan fazla kullanmaktan da sakınmaktır. Cihâdın ikincisi, onun istemediği şeyleri yapmaktır. Buna (Mücâhede) denir. Bütün ibâdetler mücâhededir. Bu iki cihâd, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır. Ruhları kuvvetlendirir. Sıddîkların, şehitlerin ve sâlihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teâlâ kullarının tâatlarına, ibâdetlerine muhtaç değildir. Kullarının günah işlemesi Ona hiç zarâr vermez. Kullarının nefslerini terbiye etmek, nefisle cihâd etmek için bunları emretmiştir.

İnsanlarda nefis olmasaydı, insanlık kalmaz, meleklik hâsıl olurdu. Hâlbuki, beden birçok şeylere muhtaçtır. Yemek, içmek, uyumak, istirâhat etmek lâzımdır. Süvâriye hayvan lâzım olduğu gibi, insana da beden lâzımdır. Hayvâna bakmak lâzım olduğu gibi, bedene hizmet etmek de lâzımdır. İbâdetler beden ile yapılmaktadır. Birisinin geceleri uyumayıp, hep namaz kıldığı söylendiğinde, (İbâdetlerin kıymetlisi, az olsa da devamlı yapılanlardır) buyuruldu. İbâdetin devamlı yapılmasında, kulluğa alışmak vardır.