Hastalık yapacak şeylerden sakınmak

08/09/2022 Perşembe Köşe yazarı O.Ü

“Hastalık yapacak sebeplerden kaçınmak, tevekküle mâni değildir."

 Sual: Bir kimsenin, hastalık yapacak sebeplerden kaçınmasının, bunun için tedbir almasının, kendini korumasının dinen mahzuru olur mu?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Gazâlî hazretleri Kimyâ-i se'âdet kitabında buyuruyor ki:

“Hastalık yapacak sebeplerden kaçınmak, tevekküle Allahü teâlâya güvenmeye mâni değildir. Halife hazret-i Ömer, Şam'a gidiyordu. Şam'da tâûn yani veba hastalığı olduğu işitildi. Yanında bulunanların bazısı;

-Şam'a girmeyelim dedi. Bir kısmı da;

-Allahü teâlânın kaderinden kaçmayalım dedi. Halife de;

-Allahü teâlânın kaderinden, yine Onun kaderine kaçalım, şehre girmeyelim. Birinizin bir çayırı ile, bir çıplak kayalığı olsa, sürüsünü hangisine gönderirse, Allahü teâlânın takdiri ile göndermiş olur buyurdu. Abdurrahman bin Avf hazretlerini çağırıp;

-Sen ne dersin? buyurdukta, Abdurrahman bin Avf hazretleri;

-Resulullah efendimizden işittim. (Veba olan yere girmeyiniz ve veba olan bir yerden, başka yerlere gitmeyiniz, oradan kaçmayınız!) buyurmuştu, dedi. Halife de;

-Elhamdülillah, benim sözüm, hadis-i şerife uygun oldu deyip, Şam'a girmediler.

Veba bulunan yerden dışarı çıkmanın yasak edilmesine sebep, sağlam olanlar çıkınca, hastalara bakacak kimse kalmaz, helak olurlar. Vebalı yerde, kirli hava yani mikroplu hava, veba basilleri, herkesin içine yerleşince, kaçanlar, hastalıktan kurtulamaz ve hastalığı başka yerlere götürmüş, bulaştırmış olurlar. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Veba hastalığı bulunan yerden kaçmak, muharebede kâfir karşısından kaçmak gibi, büyük günahtır.)

Muhyiddîn-i Arabî hazretleri Fütûhât-ül-mekkiyye kitabında;

“Belalardan, tehlikelerden, gücünüz yettiği kadar sakınınız. Çünkü, takat getirilemeyen, dayanılamayan şeylerden uzaklaşmak, Peygamberlerin âdetidir” buyurmaktadır.

Eceli gelen hastanın ölmesine mâni olunamaz. Ancak, ölüm hastasının istiğfar okuması, hastalığın sıkıntılarını gidereceği Mektûbât-ı Ma'sûmiyyede yazılıdır.

Redd-ül-muhtârda ve Bezzâziyye fetvasında deniyor ki:

“Kapalı yerde iken zelzele, deprem olursa, oradan açık bir yere kaçmak müstehaptır.”

Sual: Herhangi bir farz veya harama önem vermeyen bir kimsenin imanı gidebilir mi?

Cevap: Bir farzın yapılmasına, bir haramdan sakınmaya ehemmiyet, önem vermeyenin imanı gider, kâfir olur.