“O düşünceyi bırak!..”

11/08/2022 Perşembe Köşe yazarı A.U

Hazret-i Mevlâna'nın ilim sahibi bir talebesi vardı.

Bir gün onu çağırıp;

“Sen bir kitap yaz!” dedi.

Talebe;

“Baş üstüne hocam” dedi

Ve kısa zamanda bitirip takdim etti.

Hazret-i Mevlâna, kitaba göz gezdirdi.

Ve çok beğenip;

“Aferin, güzel olmuş” buyurdu.

Ve “hırkasını” çıkarıp hediye etti ona.

Lâkin o, az gördü bunu.

Fazlasını bekliyordu.

Kendi kendine “Gece gündüz çalıştım, göz nuru döktüm. Mükâfat olarak bir hırka az değil mi?” diye düşündü...

Mevlâna buna vâkıf oldu.

Zira kalbini okuyordu.

Kendisine şefkatle bakıp;

“O düşünceyi bırak!” buyurdu.

Kitap yazan talebe de Mevlâna'dan bunu dinleyince öyle düşündüğüne pişman oldu.

Aradan yıllar geçti...

Hazret-i Mevlâna dünyadan göçtü.

Ve bir “kuraklık” oldu ki; aylarca “damla” düşmedi gökten.

Yağmur duasına çıktılar.

Hiçbir şey fark etmedi.

Sonunda buna gelip Hazret-i Mevlâna'nın “hırkasını” istediler.

“Hayhay” dedi.

Ve getirip verdi.

Bir âlim, onu giyip başladı duaya.

Henüz duası bitmemişti ki başladı yağmur. Hem de şakır şakır.

Günlerce, gecelerce yağdı.

İnsanlar rahatladı...

Teşekkür için herkes “bir hediye” getirdi ona. Öyle ki; dünyalığa boğuldu.

Hatta o yerin “en zengini” oldu.