Kosova Meydân Muhârebesi -1-
11/08/2025 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Kosova Meydân Muhârebesi, I. Murâd Hân’ın, 9 Ağustos
1389 târihinde, Kosova Ovasında, Haçlılara karşı 8 sâatte kazandığı büyük
zaferdir...
Son Balkan seyâhatimizde, o geniş Kosova Ovasını
gördük ve “Meşhed-i Hudâvendigâr”ı da ziyâretle şereflendik
elhamdülillah.
Osmânlıların kuruluşundan îtibâren kuvvetlenmesi,
Avrupa kıtasında fetihlerde bulunması, buradaki devletleri endişeye sevk
etmiştir. Tek başlarına karşı koyamayacaklarını anlayan bu devletler, anlaşıp
birlik hâlinde hareket etmeye karâr vermişlerdir.
Sırp ve Bosna Kralları ve Arnavut Prensi öncülüğündeki
bu ittifâka; Bulgar, Arnavut, Ulah, Sırp prensleri de
katılmıştır.
Hayâtı muhârebe meydânlarında geçerek, İslâm dîninin
cihâd emrini yerine getiren, Sultân Birinci Murâd Hân (Hudâvendigâr),
Osmânlı Devleti aleyhine yapılan Hıristiyân ittifâkından, câsûsları
vâsıtasıyla, ânında haberdâr olmuştur.
Şimdi, biraz harp hâzırlıklarından bahsedelim:
Sultân Birinci Murâd Hân, gerekli
tedbîrleri yerinde ve zamânında almak sûretiyle, düşmânın dikkatini çekmeden,
plânlı olarak harbe hâzırlandı. Haçlı ittifâkına karşı, Anadolu
Beyliklerinden yardımcı kuvvetler isteyerek gönüllüleri dâvet eyledi. Bu
arada ittifâka girdiğini gizli tutan Bulgarları, müttefiklerle birleşmesine
fırsat vermeden, harb dışı bırakmayı tasarladı ve 1388’de Vezîr-i âzam
Çandarlızâde Ali Paşa kumandasında 30.000 kişilik kuvvet gönderdi.
Sür’atle harekete geçen Ali Paşa, Balkanları
aşarak Provadi, Şumnu ve Bulgar Krallığının merkezi Tırnova’yı aldı. Bu
sûretle Çandarlızâde, yapmış olduğu serî hareketle, Bulgar Kralı Şişman’ı dize
getirerek, kralın Balkan ittifâkına girmesini ve Osmânlı kuvvetlerini
ansızın vurmasını önledi.
Türkleri, Balkanlardan atmak için hâzırlanan ittifâka
karşı, bütün hâzırlıklarını tamâmlayan Sultân I. Murâd Hân, topladığı
harp meclisinin ardından, Anadolu beylikleri kuvvetleri ve gönüllü
Müslümânlar da dâhil olmak üzere 60.000’i bulan ordusu ile
1389’da, Sırp Kralı Lazar’ın merkezi olan Priştine istikâmetine hareket
etti. Rumeli akıncı kumandânı Gâzi Evrenos Bey ile Paşa
Yiğit kumandasındaki Osmânlı öncü kuvvetleri, Kosova’da
müttefik Haçlı kuvvetleriyle karşılaştılar.
Osmânlı ordusunun, Balkanlarda ilerlerken, geçtiği
yerlerde yağma, tahrîbât yapmaması, İslâmı
Hıristiyânlara çok iyi tanıttı. İslâmiyet hakkında bilgileri olmayan halk,
hayretler içinde kaldılar. Kendi idârecilerinden zulüm, eziyet, kötü
muâmeleden başka bir şey görmeyen ahâlî, bundan sonraki seneler Türk idâresini
arzû ve istekle beklediler. Muhârebe öncesi toplanan harp dîvânında;
istişâreden sonra, Sultân Murâd-ı Hüdâvendigâr, kumandanlara ve hey’ete;
“Cümleniz berhudâr olasınız. Firâsetinizi açıkça bildirdiniz. Gayrı hepimiz biliriz ki, zafer ancak Allahü teâlânın yardımıyla gerçekleşir. Küffâr ordusu bizden fazladır. Fakat Müslümân mücâhid, kâfirden daha şecâatlidir. Beğlerim, paşalarım, hadi göreyim sizi. Bu gece, asker evlâdcıklarımı hoşça tutasınız. Onlara, Yüce Allah’ımıza duâ etmelerini vasiyet edesiniz; helâlleşesiniz; ola ki, yarın çoğumuz Cennet’te buluşuruz” hitâbını yaptı…
