İşlenen günahlara tevbe etmelidir

07/08/2019 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü

Günahlarına tevbe etmek, herkese farz-ı ayındır. Hiç kimse tevbeden kurtulamaz.

 

Sual: Mübarek ay ve günlerde, işlenen günahlar için de tevbe etmek bir fırsat değil midir?

Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bir talebesine hitaben buyuruyor ki:

“Kıymetli ömrümüz, günah işlemekle, kusur, kabahat yapmakla, yanılmakla, faydasız, lüzumsuz konuşmakla geçip gidiyor. Bunun için; tevbeden, Allahü teâlâya boyun bükmekten söyleşmemiz, vera ve takvadan konuşmamız hoş olur. Nûr sûresi, 31. âyet-i kerimesinde meâlen; (Ey müminler! Hepiniz, Allahü teâlâya tevbe ediniz! Tevbe etmekle kurtulabilirsiniz) buyurmuştur. Tahrîm sûresi, 8. âyet-i kerimesinde meâlen; (Ey iman eden seçilmişler! Allahü teâlâya dönünüz! Halis tevbe edin! Yani tevbenizi bozmayın! Böyle tevbe edince, Rabbiniz, sizi belki affeder ve ağaçlarının, köşklerinin altından, önünden sular akan Cennetlere sokar) buyurmuştur. En'âm sûresi, 120. âyet-i kerimesinde mealen; (Açık olsun, gizli olsun günahlardan sakınınız!) buyurmuştur.

Günahlarına tevbe etmek, herkese farz-ı ayındır. Hiç kimse tevbeden kurtulamaz. Nasıl kurtulur ki, Peygamberlerin hepsi tevbe ederdi. Peygamberlerin sonuncusu ve en yükseği olan Muhammed aleyhisselam buyuruyor ki: (Kalbimde envâr-ı ilâhiyyenin gelmesine engel olan perde hasıl oluyor. Bunun için her gün, yetmiş kere istiğfar ediyorum.) Yapılan günahta, kul hakkı bulunmayıp, alkollü içki içmek, çalgı dinlemek, yabancı kadınlara bakmak, Kur’ân-ı kerimi abdestsiz tutmak ve yanlış inanışlara saplanmak gibi, yalnız Allahü teâlâ ile kendi arasında olursa, böyle günahlara tevbe etmek, pişman olmakla, istiğfar okumakla, Allahü teâlâdan utanıp, sıkılıp, Ondan af dilemekle olur. Farzlardan birini özürsüz terk etti ise, tevbe için, bunlarla birlikte, o farzı da yapmak lazımdır.

Günahta kul hakkı da varsa, buna tevbe için, kul hakkını hemen ödemek, onunla helalleşmek, ona iyilik ve dua etmek de lazımdır. Mal sahibi, hakkı olan ölmüş ise, ona dua, istiğfar edip çocuklarına, vârislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları, varisleri bilinmiyorsa, mal ve parayı fakirlere sadaka verip, sevabını hak sahibine ve eziyet yapılana niyet etmelidir. Bir hadîs-i şerifte; (Müsevvifler helak oldu) buyuruldu. Yani, ileride tevbe ederim diyenler, tevbeyi geciktirenler ziyan etti.”