Nimetlere şükretmek...
13/07/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
Şükrün esası, nimetlerin sahibini bilmek, bunu kalple tasdik edip dille
söylemektir. Her nimet, ayrı ayrı şükrü gerektirir.
Bizi yoktan var eden, sayısız nimetler veren,
kendisine kul olmak ve iman etmekle şereflendiren Allahü teâlâya, bu
nimetlerinden dolayı daima şükretmeliyiz.
Şükür; bütün nimetleri
İslamiyet’e uygun olarak kullanmak demektir. Yani Allah’ın verdiği nimetleri
yerinde sarf etmek, gizlide ve açıkta Allah’a itaat edip günahlardan
kaçınmaktır. Kişi, Rabbinin verdiği nimetleri günaha vasıta kılarsa şükretmiş
olmaz, nankörlük etmiş olur. Şükrün esası, nimetlerin sahibini bilmek, bunu
kalple tasdik edip dille söylemektir. Her nimet, ayrı ayrı şükrü
gerektirir:
Ellerin şükrü: Harama el
uzatmamak, helal olan şeyleri tutmak.
Dilin şükrü: Yalan, gıybet, iftira, fuhuş söz gibi kötü şeylerden uzak durmak,
hayır söylemek ve Allahü teâlâyı zikretmek.
Gözlerin şükrü: Harama bakmamak, Müslümanların kusurlarını
görmemek ve her şeye ibretle bakmak.
Kulakların şükrü: İyi şeyler dinlemek, kötü şeyleri, söylenilen
ayıpları dinlememek.
Ayakların şükrü: Haram yerlere gitmemek.
Midenin şükrü: Haram lokmadan sakınmak, helal şeyleri yiyip
içmek.
Kalbin şükrü: Kibir, ucb, suizan, öfke, riya, kin, haset, mal
ve makam sevgisi, övülmeyi sevmek, ayıplanmaktan korkmak, övünmek gibi
şeylerden kaçmak; ilim, tefekkür, rıza, hayâ, tevazu, merhamet, mürüvvet,
hüsnüzan etmek gibi güzel vasıflara sahip olmak, yani kötü sıfatlardan kurtulup
güzel huylarla süslenmek.
Bedenin şükrü: Oruç tutmak, namaz kılmak ve bedenle yapılan
ibadetleri yapmak.
İmanın şükrü: Doğru iman bilgilerini yani Ehl-i sünnet vel
cemaat itikadını, Allahü teâlânın diğer kullarına ulaştırmak, hubb-i fillah,
buğd-ı fillah üzere olmak. Yani sevdiğini Allah için sevmek, sevmediğini de
Allah için sevmemektir.
Aklın şükrü: Aklı, dinin emrettiği şekilde kullanmaktır.
İlmin şükrü: Bildiğiyle amel etmek ve emr-i maruf yapmaktır.
Sağlığın şükrü: Oruç tutmak, bedeni günah olan yerlerde
yormamak, dinin emrettiği yerlerde kullanmaktır.
Malın şükrü: Zekât, sadaka vermek, hayır hasenat yapmaktır.
Evin şükrü: Evde günah olan işler yapmamak ve misafir ağırlamaktır.
Bineğin şükrü: Faydalı hizmetlerde kullanmaktır.
Mesleğin şükrü: Mesleği dine uygun şekilde kullanmaktır.
Eşin şükrü: Haklarına riayet etmek ve onu üzmemeye çalışmaktır.
Evladın şükrü: Güzel bir isim koymak, akîkasını kesmek ve
İslam terbiyesi üzere yetiştirmektir.
Bütün nimetlerin şükrünü yapmış olmak için, bu
nimetlerin, Allahü teâlânın lütfu ve ihsanı olduğunu düşünerek, şu üç hususa
riayet etmelidir:
1- Ehl-i
sünnet itikadına göre itikadı düzeltmek.
2- İslamiyet’i
Ehl-i sünnet âlimlerinin ilmihal kitaplarından öğrenip bunlara uymak.
3- Evliya
ve rehber zâtların yolunda, kalbi ve nefsi temizlemektir.
Vücudun her zerresi, gelse de dile,
Şükrün binde birini,
yapamaz bile!..
