İslâmiyetin ahkâmı ilhâm ile anlaşılmaz

03/02/2019 Pazar Köşe yazarı V.T

Sünnete, yâni islâmiyete sarılmayan, bid'atten sakınmayan kimsenin kalbine ilhâm gelmez.
 
Takıyyüddîn İbrâhim Sarîfînî hazretleri Hanbelî mezhebi fıkıh ve hadîs âlimlerindendir. 581 (m. 1185)’de Bağdad köylerinden Sarîfîn’de doğdu. 641 (m. 1243)’de Şam’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Zamanımızdaki bazı câhil tekke şeyhleri, yalancı, sahte tasavvufcular, İslâmiyete uymayan hareketlerinden dolayı, kendilerine itiraz edilince, (Bunlar, ilm-i zâhirde haramdır. Biz, ilm-i bâtın sahipleriyiz. Bizim için helâldirler) diyor. Böyle söylemek küfürdür. Bu zındıklar, (Siz ilmi kitaplardan öğreniyorsunuz. Biz ise, sahibinden, yâni doğruca Muhammed aleyhisselâmdan alıyoruz. Buna kanaat etmez, râzı olmaz isek, Allahtan sorup öğreniyoruz. Kitap okumaya, üstâddan öğrenmeye ihtiyacımız yok. Allaha kavuşmak için, ilm-i zâhiri terk etmek ve İslâmiyeti öğrenmemek lâzımdır. Bizim yolumuz bâtıl olsaydı, böyle yüksek hâllere, kerâmetlere kavuşabilir mi idik? Nûrları ve Peygamberlerin ruhlarını görebilir mi idik? Bir günah yaparsak, rüyâda bize bildiriliyor. Sizin haram dediğiniz şeyi yapmamız için Allah bize rüyâda izin veriyor. Bunun bize helâl olduğunu anlıyoruz) diyorlar.
İslâmiyeti yıkıcı, yok edici böyle sözler ilhâddır. Yâni, Kitabın ve Sünnet'in açık manalarını değiştirmektir. Dalâlettir. Yani, müminlerin yolundan ayrılmaktır. İslâmiyet ile alay etmektir. Böyle bozuk sözlere inanmamalıdır. Bunların bozukluğunda şüphe etmek bile küfür olur. Bunları söyleyene ve inanana (Zındık) denir. Zındık, Allaha ve âhiret gününe inanmayan sahte Müslüman demektir.
İslâmiyetin ahkâmı ilhâm ile anlaşılmaz. Evliyânın ilhâmı başkalarına hüccet, senet olamaz. (İlhâm), Allah tarafından kalbe gelen bilgi demektir. Evet, Ehlullahın ilhâmları doğru olur. Bunların doğruluğu, İslâmiyet bilgilerine uygun olmalarından anlaşılır. Fakat Ehlullah, yâni velî olmak için, İslâmiyet bilgilerini öğrenmek ve bunlara uymak şarttır. (Takvâ sahiplerine Allahü teâlâ ilim ihsân eder) meâlindeki âyet-i kerime bunu isbât etmektedir.
Sünnete, yani İslâmiyete sarılmayan, bid'atten sakınmayan kimsenin kalbine ilhâm gelmez. Bunun söyledikleri, nefsten ve şeytandan gelen bozuk şeylerdir. Mûsâ aleyhisselâm ile Hazreti Hızır'ın konuşmaları, bu bildirdiklerimize uymuyor denilemez. Çünkü Hızır aleyhisselâm, bazı âlimlere göre, Mûsâ aleyhisselâmın ümmeti değildi. Ona uyması emrolunmamıştı. Muhammed aleyhisselâm ise, dünyanın her yerinde kıyâmete kadar gelecek olan bütün insanların ve cinnin Peygamberidir.