"O gün altının, malın değeri olmaz!.."
07/07/2025 Pazartesi Köşe yazarı V.T
"Üzerinde kul hakkı olan, mahlûkların malına,
ırzına dokunan, ölmeden önce helâlleşsin, ödesin!"
Abdullah Batalyûsî hazretleri
Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 444 (m. 1052) senesinde Endülüs’te (İspanya)
Batalyûs (Badajoz) şehrinde doğdu. Sonra Belensiye (Valencia) şehrine yerleşti.
Endülüs’teki âlimlerden ilim öğrendikten sonra, talebe yetiştirdi. 521 (m.
1127) senesinde Belensiye’de vefât etti. El-İktidâb fî şerh-i edeb-il-küttâb
isimli eserinde şöyle buyuruyor:
Her müminin, en önce, Ehl-i
sünnet îtikatını, kısaca öğrenmesi farzdır. Bundan sonra, iki şey öğrenmesi
lâzım olur. Biri kalb için olan, ikincisi beden için lâzım olan bilgidir. Beden
için olan bilgi de ikidir. Biri yapacağı emirler, ikincisi sakınacağı
yasaklardır.
Haramlardan kaçınmak iki
türlüdür: Birinci kısmı, yalnız Allahü teâlânın haklarına dokunan günahlardan
kaçınmaktır. İkinci kısmı, insanların, mahlûkların hakları da bulunan
günahlardan kaçınmaktır. İkinci kısmı, daha mühimdir. Allahü teâlâ, hiçbir şeye
muhtaç değildir ve çok merhametlidir. Kullar ise, pekçok şeye muhtaç oldukları
gibi, hasîs ve alçaktır. Resûlullah Efendimiz buyurdu ki:
(Üzerinde kul hakkı olan,
mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helâlleşsin, ödesin! Zîrâ o
gün altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi
sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları, buna
yüklenecektir.)
Kıyâmet günü, hak sahibi, hakkını
affetmezse, bir dank hak için, cemaat ile kılınmış, kabûl olmuş yediyüz namazı
alınıp, hak sahibine verilecektir.
Bir gün, Eshâb-ı kirâma
karşı (Müflis kime denir, biliyor musunuz?) buyurdular. Eshab (Parası
ve malı kalmayan kimseye diyoruz) dediler. Buyurdu ki: (Ümmetim arasında
müflis, şu kimsedir ki, kıyâmet günü, defterinde çok namaz, oruç ve zekât
sevabı bulunur. Fakat, bir kimseye sövmüş, iftirâ etmiş, malını almış, kanını
dökmüş, döğmüş. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden
önce, sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilir.
Sonra Cehenneme atılır.)
Haramları öğrenmek de, herkese
başka türlü farz olur. Meselâ, erkeklerin ipek giydiği bir yerde bulunanların,
ipek giymenin haram olduğunu öğrenmesi ve bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi
farz olur.
