Cennet de cehennem de sonsuzdur -2-

05/02/2019 Salı Köşe yazarı R.A

Âyet-i kerîmede, mealen buyuruldu ki: "Kötülükleri [günâhları, küfürleri] kendilerini çepeçevre kuşatanlar Cehennemliktir, orada ebedî kalırlar." [Bakara, 81]
 
Konumuzla ilgili, dünkü makâlemizde yazdıklarımıza ilâveten bugün birkaç cümle daha yazalım: Âyet-i kerîmelerde, hem cennetlikler için, hem de cehennemlikler için, "hâlidûn"  ifâdesi kullanılıyor, yanî "Onlar orada ebedî kalırlar" buyuruluyor. (Bakara 81, 82)
"Allah, inkârcıları, zâlimleri aslâ affetmez, onları içinde ebedî kalacakları cehennem yoluna iletir." [Nisâ, 168]
"O gün merhametim yalnız, benden korkarak kâfir olmaktan ve günâh işlemekten kaçınanlara, zekâtını verenlere, Kur'ân-ı kerîme ve ümmî Nebi olan Resûle inananlara mahsûstur." [A'râf, 156-157]
"Onlar orada ahkâb [hukublar, devirler] boyunca kalacaklardır." [Nebe 23]
"Ahkâb", "hukub" kelimesinin çoğuludur. "Hukub", birçok seneleri ihtivâ eden bir devir demektir. Bu âyet-i kerîme, Şâfiî mezhebinde büyük âlimler olan Kâdî Beydâvî ile Celâleyn'in tefsîrlerinde  ve Hanefî mezhebindeki kıymetli tefsîrlerden olan Medârik tefsîrinde, "Sonsuz devirler boyunca içinde kalacaklar" şeklinde açıklanmıştır.
Mâlikî mezhebindeki âlimlerden İmâm-ı Kurtubî hazretleri ise, bu âyetin tefsîrinde buyuruyor ki: "Devirler boyunca orada kalacaklar" demek, "Devirler devam ettikçe, Cehennemde kalacaklar" demektir. Bu devirlerin ardı arkası kesilmeyecektir. Her bir devir geçtikçe, bir başkası gelecektir; sonsuza kadar, ardı ardınca günler gelecek, demektir. Eğer beş, ya da on "ahkâb" denilseydi, ya da buna benzer bir ifâde kullanılmış olsaydı, o zaman belirli bir zamana delâlet ederdi. "Ahkâb"ın söz konusu ediliş sebebi, "hukub"un en uzun süreyi kapsadığından dolayıdır... Burada bu ifâde, ebedîlik için kullanılmıştır. Yani onlar orada ebediyyen, sonsuz olarak kalacaklardır. "Ahkâb" ifâdesi, kalblere daha bir dehşet verir ve ebedîliğe daha açık bir delîl teşkil eder..." (el-Câmi’ li-Ahkâmi'l-Kur'ân)
Bu husus, şu meâldeki âyet-i kerîmelerde, daha açıkça bildirilmiştir:
"Kötülükleri [günâhları, küfürleri] kendilerini çepeçevre kuşatanlar Cehennemliktir, orada ebedî kalırlar." [Bakara, 81]
"Şüphesiz, kâfirlere Cehennem azâbı ebedîdir, sonsuzdur." [Zuhruf, 74]
Ebedî olan cennet ve cehennemin dolacağını bildiren bir hadîs-i şerîf meâli de şöyledir: "Cennet 'Bana güçsüzler ve yoksullar girecektir' diye bazı delîller bildirdi. Cehennem de, 'Bana da, cebbârlar ve kibirliler girecektir' dedi. Allahü teâlâ da buyurdu ki: Ey Cehennem, sen benim azâbımsın; dilediğim kimseleri [kâfirleri] seninle cezâlandırırım. Ey Cennet, sen de benim rahmetimsin; dilediğim kimselere [müminlere] seninle rahmet ederim. İkinizi de dolduracağım.” [Müslim]
Aklı başında ve normal olan herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanma felâketini düşünürse, korkudan aklını kaçırabilir. Bu korkunç felâketten kurtulmanın çâresini araması lâzım gelir. Milyonda, milyarda bir ihtimâl olsa dahi, sonsuz olarak ateşte yanma felaketinden sakınmak lâzım olmaz mı? Azıcık aklı olan bir kimse bile, böyle korkunç bir felâketten sakınmaz mı? Kaldı ki, bu bildirilenler, son derece katidir, kesindir, en küçük bir tereddüt yoktur.