Cuma namazına dâir... -2-

14/09/2021 Salı Köşe yazarı R.A

Hulefâ-i Râşidîn’in isimlerini okumak, hutbenin şartı değilse de, Ehl-i sünnetin şiârıdır, nişânıdır.

 

 

1- Birkaç câmide hutbelerde Dört Halîfenin ismi okunurken, çoğu câmide okunmuyor. Okunmaması Ehl-i sünnete aykırı değil midir? Elbette, aykırıdır. Hattâ bid’attir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, zamanın ileri gelenlerine yazdığı bir mektubunda buyuruyor ki:

Samane şehrinin hatîbi, Kurbân Bayramı hutbesinde, Hulefâ-i Râşidîn’in yani Resûlullah'ın dört halîfesinin isimlerini söylememiş ve namazdan sonra bir kısım cemâat kendisine bunu söyledikleri zaman, “Unuttum veya şaşırdım” gibi bir özürde bulunmayarak, “İsimleri söylenmezse ne olurmuş?” diye inâd etmiş. Halktan ileri gelenler, bu hâle seyirci kalıp o insâfsız hatîbe haddini bildirmemişler.

Hulefâ-i Râşidîn’in isimlerini okumak, hutbenin şartı değilse de, Ehl-i sünnetin şiârıdır, nişânıdır. Onu, bile bile inâd ederek ancak kalbi bozuk olan okumaz. Ehl-i sünnet olan bir sultân zamanında, böyle bid’at çıkarmak, ne büyük cesârettir. Belki de, devlete, ülül-emre karşı gelmek demektir. Asıl şaşılacak şey de, o şehrin muhterem eşrâfının, ileri gelen Müslümânlarının, bu vak’a karşısında kımıldamamaları, gevşek davranmalarıdır.

Kur'ân-ı kerîmde “Gücü yeterken, günâh işleyenlere mâni olmayıp susmanın, kötü” olduğuna dâir hüküm var. Bu tüyler ürpertici haberi duyar duymaz, aklım başımdan gitti. Fârûkî damarım harekete geçti, bunları yazdım. (C. 2/Mektûb: 15)

Hutbede dört halifenin isimlerini yüksek sesle okumak, Ehl-i sünnet olmanın alâmetidir. (İslâm Ahlakı)

2- Hutbe dinlerken, konuşulmaz ve bir şey okunmaz, duâlara âmîn denmez, ama bugünkü hutbelerde, ağaç dikmek, kalkınmak gibi şeylerden de bahsediliyor, üstelik Arapça da okunmuyor. Kalbi temizlemek niyetiyle içimizden kelime-i tevhîd okumamızda sakınca olur mu? Hutbe Arapça da okunsa, namazdan, oruçtan da bahsedilse, kelime-i tevhîd kalbden okununca zararı olmaz.

Hutbe dinlerken, “Takkeni unutmuşsun”, “şurada boşluk var”, “safları doldur” gibi şeyler söylemenin, konuşmanın ve imâmın âmin dedirtmesinin mahzûru olur mu?
Hutbe dinlemek namaz gibidir. Namazda yapılmaması gereken şeyler, hutbe dinlerken de yapılmamalı. Yer değiştirmek, konuşmak, konuşana sus demek, hattâ duâ okumak, açıktan âmin demek bile câiz değildir. Câmiye girince, hutbe okunuyorsa, hemen ilk bulduğu boş yere oturmalıdır. Safları yararak ileri geçmemelidir. Müminlere eziyet günâhtır.

3- Mescid küçük olsa, etrâfta da câmi yoksa, Cuma namazında, birinci cemâat çıktıktan sonra, ikinci cemâat olmak câiz değildir.

4- Seferî olana Cuma namazı kılmak farz olmadığı hâlde, seferî olan kimse, Cuma namazını kıldırabilir mi? Seferî imâm, mukîm cemâate Cuma namazı kıldırabilir.

5- Almanya, Fransa gibi gayrimüslim bir ülkede cuma namazı kılmak farz olmadığına göre, orada kırk kişi varsa, Şâfiî mezhebi taklit edilip kılınsa farz sevâbı alınır mı?

Evet, taklîd edilirse, Cuma namazı sahîh olur.

Müslümân olmayan bir ülkede, Müslümânlar, bir imâm seçerek Cuma namazı kılsalar, Hanefî mezhebine göre de namazları sahîh olur. (İbn-i Âbidin)