Allah rızası için yapılan hiçbir amel boşa gitmez
19/09/2025 Cuma Köşe yazarı V.T
“İyi amellerimizle duâ etmekten başka bizi bu mağaradan kimse kurtaramaz!”
Ya’kûb bin İshâk İsferâinî hazretleri hadis ve Şafiî
mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 230 (m. 844) yılında Horasan’da Nişâbûr
yakınlarında İsferâin’de doğdu. 316 (m. 928) yılında orada vefât etti.
“Müsned-üs-sahîh” adlı bir eseri vardır. Rivâyet ettiği bir hadîs-i
şerifte Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
(Sizden evvel geçenlerden üç kişi yola çıktılar.
Geceyi getirmek için bir mağaraya girdiler. Dağdan bir taş düştü ve mağaranın
ağzını kapattı. Bunun üzerine şöyle dediler: “İyi amellerimizle duâ etmekten
başka bizi buradan kimse kurtaramaz!”
İçlerinden birisi, “Allahım, benim çok ihtiyâr bir
annem ve babam vardı. Onlardan evvel ne çocuklarıma, ne de hayvanlarıma bir şey
içirmezdim. Bir akşam geç gelince onları uyumuş buldum. Süt çanağı elimde
olduğu hâlde, onların uyanmalarını bekledim. Nihâyet sabah oldu. Çocuklar,
açlıktan ağlıyorlardı. Derken annem, babam uyandılar ve akşam sütlerini
içtiler. Allahım! Eğer bu işi senin rızân için yapmışsam, bu taştan çektiğimiz
belâyı bizden uzaklaştır” dedi. Taş bir parça açıldı. Lâkin çıkılacak gibi
değildi...
İkincisi şöyle dedi: “İlâhi! Amcamın bir kızı vardı
ki, onu herkesten ziyâde seviyordum. Onu istedim. Lâkin teklifimi kabûl etmedi.
Birkaç sene sonra bir kıtlığa uğrayınca bana başvurdu, Kendisini bana teslim,
etmek şartıyla ona yüzyirmi altın verdim. Bana “Allahtan kork da, haksız olarak
bana yaklaşma” dedi. Ben de Allahtan korkarak bu çok sevdiğim kadından
uzaklaştım. Verdiğim altınları da ona bıraktım. Allahım, eğer bu işi sırf senin
rızânı kazanmak için yapmış isem, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden gider”
diye yalvardı. Mağaranın kapısı biraz daha açıldı. Yine çıkabilecek derecede
değildi...
Üçüncü şahıs da şöyle dedi: “Allahım!
Ücretle amele tuttum ve ücretlerini verdim. Lâkin, yalnız biri ücretini
alamadan bıraktı, gitti. Ben de onun ücretini çalıştırıp ürettim. O işçinin nâm
ve hesabına mal çoğaldı. Bir müddet sonra o adam yanıma gelerek, “Ücretimi ver”
dedi. Ben de, “Şu gördüğün deve, öküz, koyun, senin ücretinden üremiştir, al
götür” dedim. O da “Ey Allahın kulu, benimle alay etme” dedi. “Seninle alay
etmiyorum, doğruyu söylüyorum” dedim. Bunun üzerine malları aldı ve hepsini
sürüp götürdü. Hiçbir şey bırakmadı. İlâhî! Eğer bunu senin rızân için
yapmışsam, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden defet” dedi. Taş mağaranın
ağzından kaydı, onlar da çıkıp yürüdüler.)
