Cömert ve takvâ sahibiydi

23/03/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Hafs bin Gıyâs hazretleri, Hânefî mezhebi imâmlarındandır. 198 (m. 809) da Kûfe’de vefât etti.

Kendisi hadîs âlimidir.

Sonra kadı/hâkim oldu.

O da şöyle oldu:

Halîfe Hârun Reşid, Abdullah bin İdris, Veki bin Cerrah ve Hafs bin Gıyâs'ı huzuruna çağırdı. Üçünden birini kadı yapmak istiyordu.

Abdullah içeri girdi...

Odaya girer girmez;

"Esselâmü aleyküm" deyip, felçli gibi kendini yere attı. Hârun Reşid onun bu hâlini gördü.

Garibine gitti.

Adamlarına;

“Bu felçliyi götürün, bundan kadı olmaz" dedi.

Onu götürdüler...

Veki bin Cerrah huzura girdi.

Parmağını gözünün üstüne koydu.

Ve Halîfeye dönüp;

"Bir yıldır bununla görmüyorum" dedi.

Maksadı, parmağıydı.

Plânı tutmuştu.

Meclistekiler, gözüne işâret ettiğini sanıp; "Gözü görmeyen, kadılık yapamaz" dediler.

Sonra Hafs bin Gıyâs geldi.

Hem çok fakîrdi.

Hem de borçlu idi.

Üstelik ailesi de kalabalıktı.

Onun için kadılığı kabul etti.

Nitekim kendisi;

"Allah’a yemîn ederim ki, açlıktan ölecek hâle düşmedikçe kadılığı kabul etmedim" demiştir.