Kıyâmet günü vardır ve o gün gökler yarılır!..

25/12/2025 Perşembe Köşe yazarı V.T

"Her şeyi akılları ile çözmeye kalkışanlar, 'gökler ve yıldızlar yok olmaz' dediler!.."

Abdürrahmân Hadramî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 945 (m. 1538) senesinde, Yemen’in Terim şehrinde doğdu. Zamanının en meşhûr âlimlerinden ders okudu. Hocaları ona icâzet verdiler. Terim şehrinde kadılık yaptı. 1014 (m. 1605) senesinde Terîm’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Kıyâmet günü elbette vardır. O gün gökler, yıldızlar ve (şu üzerinde yaşadığımız) dünyâ, dağlar, denizler ve hayvanlar, nebatlar ve madenler, hâsılı her şey (madde ve kuvvet) yok olacaktır. Gökler parçalanacak, yıldızlar dağılacak, yeryüzü ve dağlar toz olup savrulacak. Bu yok oluş, Sûr'un ilk işâreti ile olacaktır, ikinci üfürülüşünde, her şey tekrar yaratılıp, insanlar mezardan kalkacak, mahşer yerinde toplanacaktır...

Eski Yunan filozofları (ve kendilerine müsbet ilim adamı diyenler), yani her şeyi akılları ile çözmeye kalkışanlar, gökler ve yıldızlar yok olmaz dedi. (Bunların yok olacağını fen kabul etmiyor, böyle gelmiş böyle gidecektir diyerek müşâhede, tedkîk ve tecrübeye dayanan, fen bilgisine iftira ediyorlar.) Bazısının aklı, hiç de işlemediği için, kendilerine Müslüman diyor. Ahkâm-ı İslâmiyeden çoğunu da yapıyor. Şuna daha çok şaşılır ki, bazı Müslümanlar, bunların sözüne kitaplarına inanıp, Müslüman, hattâ İslâm âlimi, din büyüğü sanıyor. Bunların küfürlerini, kâfir olduklarını söyleyenlere kızıyor. Bu kâfirleri medh ve müdâfaa ediyorlar. Hâlbuki bunlar, Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere inanmıyor. Bütün peygamberlerin söz birliği ile bildirdiklerini inkâr ediyor.

Kur’ân-ı kerîmde Allahü teâlâ meâlen; “Güneşin ziyası kalmadığı, karardığı ve yıldızlar solduğu zaman” ve bir âyet-i kerîmede meâlen; “Gökler yarıldığı ve Rablerinin emirlerini işittikleri zaman” ve “Gökler, Allahü teâlânın emirlerini elbette yapar” ve bir âyet-i kerîmede de meâlen; “O gün gökler, elbette yarılır” buyuruyor. Bunlar gibi âyet-i kerîmeler çok vardır.

Bu kimseler bilmiyor ki, Müslüman olmak için, yalnız Kelime-i şehâdeti söylemek yetişmez, inanmak lâzım olan şeylerin hepsine inanmak, tasdik etmek ve küfürden, yani küfre sebep olan sözlerden ve işlerden uzaklaşmak ve kâfirleri sevmemek, Müslüman olmak şarttır, insan, ancak bu sûretle Müslüman olur. Bu şart bulunmadıkça, Müslümanlık olmaz.