Ölümü çok hatırlayan kimse az konuşur...

13/02/2019 Çarşamba Köşe yazarı V.T

"Hazret-i Âdem’den itibâren, kendisine kadar bütün dedeleri ölüp gitmiş olan kimse de bir gün ölecektir.”
 
Ahmed Kâdir-billâh hazretleri Yirmibeşinci Abbasî Halifesi olup, kelâm, hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimi idi. 336 (m. 947)’de doğdu. 381 (m. 991)’de hilâfete geçti. Kırkbir sene üç ay hilâfet makâmında kalıp, 422 (m. 1031) yılında vefât etti. Birçok talebe yetiştirip, kıymetli kitaplar yazdı. Bu eserlerinden “El-Usûl” kitabını her cuma günü Mehdî Câmii’nde toplanan hadîs ehline okuturdu. Bu kitabında, Emevî halîfesi ve "İkinci Ömer" diye meşhur olan Ömer bin Abdülazîz’in faziletleri ve Mutezile firkasının sapıklıklarından da bahsetmekte idi. Bu kitaptan bazı bölümler:
Ömer bin Abdülazîz hazretleri Evzâî’ye yazdığı bir mektubunda; “Biliniz ki, ölümü çok hatırlayan kimse, az bir dünyalık ile iktifâ eder, konuştuğu kelimelerin hesâbını vereceğini düşünen çok az konuşur, ancak lüzumlu sözleri söyler” buyurdu. Yine buyurdu ki: “Kendimi överim korkusu ile birçok sözleri söylemekten kaçınırım.”
Ömer bin Abdülazîz hazretlerinin yanına birisi gelerek; “Falanca kimse, sizin için şöyle, şöyle söylüyor” dedi. Ömer bin Abdülazîz; “İstersen bu işi araştıralım. Eğer yalancı isen, Hucurât sûresinin altıncı âyet-i kerîmesinin hükmüne göre; söylediğin yanlış ise, Kalem sûresi on birinci âyet-i kerîmesinin hükmüne göre mesûl olursun. Her iki hâlde de mesul olursun. İstersen üçüncü hâli tercih edip, seni affedelim ve bu meseleyi kapatalım” dedi. Bunun üzerine o kimse tövbe edip, bir daha böyle bir şey yapmam dedi.
Ömer bin Abdülazîz hazretleri bir gece namaz kıldı. Namazda; “Boyunlarında demirden halkalar ve zincirler bulunduğu zaman, bu vaziyette sıcak suyun içinde sürüklenecekler, sonra ateşte yakılacaklar" meâlindeki (Mü’min sûresi: 71-72) âyet-i kerîmelerini okudu. Namazdan sonra bu âyet-i kerîmeyi tekrar tekrar okudu ve çok ağladı.
Ömer bin Abdülazîz, Şam’da, bir mimber üzerinde hutbe okudu. Allahü teâlâya hamd ve senâdan sonra üç şey söyledi. “Ey insanlar! İçinizi, kalblerinizi düzeltirseniz, zâhiriniz, dışınız da iyi olur. Âzâlarınız, gözünüz, kulağınız, elleriniz, ayaklarınız, hayır işler, Allahü teâlânın beğendiği şeylerle meşgul olur. Âhiretiniz için sâlih ameller işleyiniz. Böylece dünyanızı da korumuş olursunuz. Hazret-i Âdem’den itibâren, kendisine kadar bütün dedeleri ölüp gitmiş olan kimse de bir gün ölecektir.”