İnsanoğlu uzun yaşamak ister!
29/05/2025 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hayat şartları ne kadar sıkıntılı da olsa hepimiz
yaşamaktan memnunuz. Dinimiz de uzun ömürlü olmayı nimet kabul ediyor. Ancak!..
Dünya imtihan yeridir. Buraya
onun için geldik. Bundan dolayıdır ki; dünyanın kendisi de içindeki nimetleri
de, bir taraftan iyi olsa bile diğer taraftan kötüdür. Kullanmaya bağlıdır.
İnsanlar, çok uzun ömürlü olmak
isterler, bunun için çaba sarf eder, dua ederler. Hayat şartları ne kadar
sıkıntılı da olsa hepimiz yaşamaktan memnunuz.
Dinimiz de uzun ömürlü olmayı
nimet kabul ediyor. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "İnsanların en
hayırlısı ömrü uzun, ameli salih olandır!"
Güzel yaşanmaz ise, uzun ömür
felâkettir! O da Hadis-i şerifte şöyle açıklanmıştır: "İnsanların
en kötüsü ömrü uzun ameli kötü olandır!" Kötü hayat yaşayan kişi
hayatta kaldıkça günâhlarını artırır. Başta kendisine, akrabalarına ve
milletine zarar verir. Böylelerinin kısa ömürlü olmaları her bakımdan daha
iyidir.
Dünyanın kendisi de bir bakıma
kötüdür. İçindekilerini aldatmış, ahiretini unutturmuş, cehenneme giden bir yol
hâline getirmişse felâkettir...
Dünyanın güzel tarafları da
çoktur. Peygamberlerin namaz kıldıkları, ibadet ettikleri yerdir. Meleklerin
ziyaret ettikleri mekânlardır... Rabbimizi burada tanıyor, O'na
yalvarmanın tadını burada alıyoruz...
Hazreti Ali radıyallâhü anh
buyuruyor ki: "Çocuk iken ölüp, cennetin en yüksek makamlarına
çıkmayı istemem. O zaman Rabbimi tanımamış olurdum!"
Mekhuli Dımışki de, bir
arkadaşına soruyor: "Cenneti seviyor musun?" O
da "Kim sevmez ki?" diye cevap verince "Öyle
ise ölümü de sevmelisin, çünkü ölmeden cennete girilmez. Cennetin yolu ölümden
geçer" buyuruyor...
Cennetin yolu dünyadan geçer.
Dünyaya gelmeden Cennete girmek insanlar için mümkün değildir.
Dünyadaki nimetler geçicidir,
fânidir. Fakat ebedî nimetleri kazandırır. Onun için de çok kıymetlidir.
Bütün dünyaya hâkim olanlardan
biri de Süleyman aleyhisselamdır. Hiç kimseye nasip olmayan saltanat ona
verilmişti. İnsanlar, cinler, hayvanlar, rüzgâr hep onun emrinde idi. Bir gün
bir yerden gelirken insanlar sağ tarafında ona refakat ediyor, cinler sol
tarafında... Güneşten rahatsız olmasın diye kuşlar kanat germişler, öylece yol
alırken bir adama rastlarlar. Adam ona der ki:
-Ey Davud'un oğlu! Cenab-ı Hak
sana ne büyük saltanat ihsan etmiş, hiç kimseye vermediğini sana vermiş.
Süleyman aleyhisselam şöyle cevap
verir:
-Bize verilen bu saltanat bir
'sübhanallâh' demek kadar kıymetli değildir. Çünkü bu saltanat geçicidir.
'Sübhanallâh' demek ise kalıcıdır. Hiç geçici ve fâni olan şeylerle, ebedî ve
kalıcı şeyler mukayese edilebilir mi?..
İbrahim aleyhisselam da; "Ben
batan şeyleri sevmem" buyurmuştur. Gerçekten de Süleyman
aleyhisselamın saltanatı geçici idi ve bitti. Ne güzel demişler:
"Seyretti
hava üzre denir taht-ı Süleyman,/Ol saltanatın yeller eser şimdi
yerinde!.."
