“Bir lokma için değer miydi?"

02/04/2021 Cuma Köşe yazarı A.U

Hazret-i Sıddîk’ın hizmetçisi vardı.

Mutfak masraflarını o görüyordu.

Her gün sofraya otururken;

“Bu yemeğin parasını nereden ve nasıl temîn ettin?” diye sorardı hizmetçiye.

Helâldense yerdi.

Yoksa yemezdi.

Bir akşam eve yorgun gelmişti.

Sofraya oturdu.

Ve başladı yemeye.

Henüz bir lokma yemişti ki, hizmetçi mânâlı mânâlı bakıp;

“Bana bir şey sormadınız” dedi.

Halîfe hemen hâtırladı.

Ve yemeği bırakıp sordu:

“Söyle bakalım, nereden temîn ettin bu yemeğin parasını?”

Hizmetçi:

“Câhiliye zamanımda, para karşılığında raksedip oynar, insanları eğlendirirdim. O günlerden kalan bir alacağım vardı, bugün onu tahsîl ettim” dedi.

Hazreti Sıddîk bu cevâbı duydu.

Hemen kalkıp koştu lavaboya.

Parmağını boğazına soktu.

Güçlükle çıkardı o lokmayı.

Öyle zahmet çekti ki.

Ev halkı, ölüyor zannettiler.

Telâşlandılar!

Yanına koşup;

“Bir lokma için değer miydi?

Neredeyse ölüyordunuz” dediler.

O da buyurdu ki:

“Resûlullahtan işittim.

(Haram ateştir) buyurmuştu.

O hadîs-i şerîfi hatırladım...”

Sonra el kaldırıp yalvardı:

“Yâ Rabbî, affet bu zayıf kulunu.

Cehennem ateşine dayanamaz!”