2023 senesi bitmek üzere...

25/12/2023 Pazartesi Köşe yazarı R.A

31 Aralık 2023 (18 Cemâzil-âhır 1445)Pazar günü, ömrümüzden bir mîlâdî sene daha geçmiş olacak. Malûm olduğu üzere takvîmlerin, “Hicrî (Kamerî ve Şemsî)”, “Mîlâdî”, “Mâlî”, “Rûmî” gibi çeşitleri vardır. Ayın, dünya etrâfında 12 defa dönmesiyle bir “kamerî sene” meydâna gelir ve 354 gündür; dünyânın güneş etrâfında 1 defa dönmesiyle de bir “şemsî=mîlâdî sene” oluşur, o da 365 gündür.

Mîlâdî senede, Hazret-i Îsâ aleyhis-selâmın doğduğu zannedilen târih, yılbaşı kabûl edilmiş; hicrî takvîmde ise, Peygamber Efendimizin hicreti, sene başı kabûl edilmiştir.

Bu vesîleyle ifâde edelim ki, Muharrem ayının birinci gecesi, Müslümânların hicrî-kamerî yılbaşı gecesidir.Muharrem ayının 1. günü de, Müslümânların yeni yılınınilk günüdür.

"Hicrî-Kamerî Takvîm"de; Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın, Mekke-i Mükerreme'den Medîne-i Münevvere'ye hicret ettiği sene, başlangıç kabûl edilmiştir dedik. Muharrem ayının birinci günü olan ilk Hicrî-kamerî senebaşı, milâdî 622 yılının Temmuz ayının, 16’sına rastlayan Cuma günü idi.

Târihte, özellikle İslâm târihinde; sebep, mâhiyet ve netîceleri îtibâriyle en mühim hicret/göç, Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhisselâmın, İslâm dînine inanan Eshâb-ı kirâmıyla beraber, Mekke-i Mükerreme'den Medîne-i Münevvere'ye yaptıkları hicret/göçtür. Bu büyük hâdiseye, sadece “Hicret” veya “Hicret-i Nebeviyye” denir ve hicrî takvîmin başlangıcıdır.

Bu “Hicret”, hem İslâm târihinin, hem de cihân târihinin en mühim hâdiselerinin başlarında gelir.

Hicret, lügatte göç etmek, bir memleketten başka bir memlekete gitmek mânâsınadır. Hemen hemen bütün Peygamberler, dînin emirlerini yerine getirmek ve yaymak için hicret etmişlerdir. Bunlardan Hazret-i İbrâhîm, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i Lût ve Hazret-i Îsâ'nın (aleyhimüs-selâm) hicretleri meşhûrdur. Ayrıca Eshâb-ı Kehf'in de Allah yolunda yaptıkları hicret, Kur'ân-ı kerîmde bildirilmektedir.

Eshâb-ı kirâm da, Medîne-i münevvere'ye hicretten önce, iki defâ Habeşistân'a hicret etmişlerdir.

Cenâb-ı Hakk’ın, bizlere olan en önemli lütuflarından birisi “zaman=vakit”  ni’metidir. Şüphe yok ki, günümüz şartlarında takrîbî 60-70-80 senelik bir insan ömrü içerisinde, 1 sene çok mühim bir zamân dilimidir. Zamânın önemini belirtmek için, atalarımız: “Vakit nakittir” demişlerdir. Geçen zamânı geri getirmeye, hiçbir kimsenin gücü yetmez.

Akıp giden zamân içerisinde, bize emânet edilen ömrümüzü tamâmlamaktayız. Her insân, kendisine takdîr edilen ömrü, İlâhî irâde istikâmetinde geçirmekle mükelleftir.

Unutmayalım ki, zaman en büyük sermâyedir. Dünyâ ve âhiret saâdetini kazanmak, bu sınırlı zamânı iyi kullanmaya bağlıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz: “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşrolunursunuz” buyurmuştur. Yine Sevgili Peygamberimiz “Ameller, sonlarına göre değerlendirilir” buyurmuştur. Büyük devlet ve ilim adamı, târihçi Ahmed Cevdet Paşa’nın başkanlığındaki bir hey’etin hâzırladığı, bir hukûk âbidesi olan “Mecelle”de de “Hüküm sona göre verilir” kâidesi yazılıdır.