İbâdetlerinden bir tat alamayan kimse!..

08/10/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D

Ebüdderdâ (radıyallahü anh) hazretleri, Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Bir gün, kendisine bir kimse gelerek dedi ki:

-Yâ Ebüdderdâ! Benim büyük bir hastalığım var. Bunun tedavisinde bana yardımcı ol!

-Hastalığın nedir?

-Benim kalbimde dünyaya karşı aşırı sevgi var. Dünya, âdeta kalbimi işgâl etmiş. İbâdetlerimden bir tat, lezzet alamıyorum.

-Ey kişi! Senin hastalığın hastalıkların en büyüğüdür. Bunu, hemen tedavi etmelisin! Yoksa, Allah korusun îmânını da kaybedebilirsin!.. Sana tavsiyem şudur: Sık sık hasta ziyaretlerine git! Cenaze namazlarında bulun! Kabirleri ziyaret et! Bu üç şeyi muntazam yaparsan bu hastalıktan kurtulursun! Sendeki dünya sevgisi yok olur. Kalbin nurlanır, basîret gözün açılır.

Adamcağız, bildirilen üç şeye bir müddet devam etti fakat kendi hâlinde herhangi bir değişiklik hissetmedi. Üzüntülü bir şekilde tekrar gidip dedi ki:

-Yâ Ebüdderdâ! Tavsiyelerini aynen yerine getirdim. Fakat kendimde hiçbir değişiklik görmüyorum!

-Bildirdiğim gibi, hastaları yokladın mı, cenazelerde bulundun mu, kabir ziyaretleri yaptın mı?

-Evet, devamlı bu üç şeyle meşgul oldum.

-Öyle ise sen, cenazeye bir hayvan ölüsüne gider gibi gitmişsin! Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle: Hasta ziyâretlerine gittiğin vakit, bir gün senin de onun gibi zayıf, hâlsiz, yatağa uzanmış olacağını düşün! Bir yudum suyu bile eline alıp içemeyeceksin, başkalarının yardımı ile içebileceksin! Bütün bu gerçeklere rağmen hâlâ dünyaya bağlanmaktaki maksadın ne? Görüyorsun ki, dünya zenginliği, insanın bu hâle gelmesine mâni olamamaktadır. Bunları, hastanın yanında düşün ve nefsine şöyle de: "Şunun hâline bak, ibret al! Senin de sonun budur, o hâlde dünya muhabbetinden elini çek!.." Cenaze namazına gittiğin zaman düşün ki bu kimseyi, bütün dünya nimetlerinden ayırmışlar. Tabutun içine koyup musalla taşının üzerine bırakmışlar. Yakınları, çok sevdiği ve bütün ömrünü onlar için harcadığı çocukları onu geriden seyrediyorlar... Mezarlığa vardığında, kabirde yatanların hâlini düşün! Bir gün sen de onlar gibi olacaksın! Nâzik bedenin çürüyüp böceklere yem olacaktır... İşte bu üç şeyi yaparken bunları düşünüp, kendini bunların yerine koyarsan, kısa zamanda bu tehlikeli hastalıktan kurtulursun!

O kimse, bu nasîhatlere aynen uydu. Çevresinde olanlara ibret nazarıyla baktı. Basîret gözü açıldı. Hakkı bâtıldan ayırdı. Bundan sonra bütün ömrünü, âhireti düşünerek, ona hazırlanmakla geçirdi...