"Bunu Ziyâ Ağa’ya duyurmayın!"

11/05/2022 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, Yûsüf Ziyâ Bey'i çok severdi.

Onun üzülmesine dayanamazdı!

Üzülecek şeyleri ona duyurmazdı.

Ona, (Ziyâ Ağa) derdi.

Üzüldüğü şey olursa;

“Bunu Ziyâ Ağa'ya duyurmayın!” diye tembih ederdi.

Ziyâ Bey de, bu velîyi severdi.

Ve Ona ihsânlarda bulunurdu.

Abdülhakîm Efendi;

"Yâ Rabbî! Hazînende ne varsa hepsini Ziyâ kuluna ver" diye duâ ederdi.

Onu çok seviyor, daha fazla ilgi ve îtina gösteriyordu ona.

Sohbetinde bir Arabî kitaptan okutur, kendi de îzahını yapardı.

Kitabı, Ziya Bey'e okuturdu.

Birinin kalbinden;

"Niçin hep ona okutuyor. Hâlbuki onun Arabîsi yok... Ben ise medresede okudum. Arabîyi çok iyi bilirim" diye geçti.

O gece yattı yatağına.

Mânâlı bir rüyâ gördü.

Şöyle ki, Abdülhakîm Arvâsî hazretleri ile Ziyâ Bey çok samîmi şekilde sohbet ediyorlardı.

Üstelik de Ziyâ Bey’in başında bir (âlim sarığı) vardı

Gidemedi yanlarına.

Büyük velî ona bakıp;

“Ey filân, bırak böyle düşünmeyi. Zîra biz boşa emek vermeyiz” buyurdu.

Uyanıp bu düşüncesine pişman oldu.

Ve inandı Ziyâ Bey’in üstünlüğüne...