"Bunlar musîbet gözükse de, nîmettir!"

01/10/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Ahmed Kuddûsî Efendi Niğde'nin Bor kazâsında yaşadı ve orada vefat etti.

Bu zâtın bir komşusu vardı.

Maalesef ateşe tapardı.

Büyük velî, ona İslâmiyeti teklif etmek istiyorsa da, müsait bir zamanını bekliyordu.

O gece hırsız girdi adamın evine.

Ne var ne yok çaldı bütün malını.

Büyük velî, onu ziyârete gitti.

Adam, güler yüzle karşılayıp;

“Buyurun, hoş geldiniz” dedi.

İltifat edip içeri aldı.

Mükellef bir sofra getirdi ve;

“Buyurun, birlikte yiyelim” dedi.

Büyük velî cevâbında;

“Siz buyurun, ben geçmiş olsun demeye gelmiştim.”

Adam, çok rahattı.

“Mühim değil, bunlar musîbet gözükse de, nîmettir” dedi.

“Nîmet mi dediniz?”

“Evet, bunlar bize nimettir.”

Büyük velî beğendi bu cevâbı.

Ve ona suâl etti ki:

“Peki niçin ateşe tapıyorsun?”

O cevâben dedi ki:

“Ona tapıyorum ki yarın yakmasın beni Cehennemde.”

Büyük velî adama;

“Gel, şu ateşe sokalım elimizi. Bakalım ne olacak?” buyurdu.

Ve önce kendi soktu elini ateşe.

Allah'ın izniyle eli yanmadı.

Sonra adam elini ateşe soktu.

Uzatmasıyla çekmesi bir oldu.

Neredeyse yanıyordu eli.

Hakîkati anlamıştı artık.

Şehâdeti getirip Müslüman oldu...