"İlmihâl medeniyeti"ne ulaşamazsak!..
13/08/2025 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
İlmihâl bilgilerini öğrenmeyen ve çocuklarına öğretmeyenler,
Müslümânlıktan ayrılmak, küfür felâketine düşmek tehlikesindedir.
Peygamber Efendimizin “sallallâhü aleyhi ve selem” (İlim
öğrenmek, erkek ve kadın her Müslümana farzdır) emrine uyarak, her
Müslümanın öğrenmesi lazım olan din bilgilerine “İlm-i hâl” denir.
Bir kimsenin, bu bilgileri öğrenmeden, Müslüman olması, dinini yaşaması
ve Müslüman kalması imkânsızdır. Bu bilgiler, her Müslümana ekmek, su ve hava
gibi mutlaka lazımdır.
“İlm-i hâl”, ilim ve hâl
kelimelerinden meydana gelen Farsça bir terkiptir ki, “hâlin ilmi” demektir.
Bir Müslümanın cinsiyetine, yaşına, malına, bedenî durumuna, sağlığına,
mesleğine ve mevkiine göre öğrenmesi gereken ilimler olup, herkese “farz-ı
ayn”dır. Yani herkesin ayrı ayrı bilmesi ve yapması lazım olan iman, ibadet
ve ahlak bilgileridir.
“İlmihâl medeniyeti” sadece
bilmek, öğrenmek değil, kendine lazım olan her bilgiyi öğrenmek ve onu hayata
geçirip yaşamaktır. “Hâl” kişinin zaman ve mekân
itibarıyla içinde bulunduğu durum, an ve şartlar demektir. “İlmihâl” ise
hâlin, yani içinde bulunulan durumun ve şartların bilgisidir. Bu da, âkıl ve
bâliğ olan her kişinin, yani İslâmiyete uymakla memur olan, Allahü teâlânın
emir ve yasaklarını yerine getirmekle şereflenen kişinin uyması gereken
ilimdir. Bunun başında, iman, ibadet ve ahlak bilgileri gelir. İman, kalbinde
bulunan sevgiyi gösteren bilgidir. Mükellef olmak ise, cinse, yaşa,
varlığa ve bedene göre değişir; herkes sahip olduklarına göre sorumlu olur.
Teknolojideki, gelişmeler, yazılı-sesli ve görüntülü
iletişimin akılalmaz seviyeye ulaşması ve daha nice gelişmeler, İlm-i
hâl’in din ve dünya saadetimiz için ne kadar önemli olduğunu meydana
çıkardı. Fert olarak ilmihâl bilgilerini öğrenip yaşamazsak, toplum
olarak ‘İlmihâl medeniyeti’ne ulaşamazsak, mutluluğu yakalamamız,
kalabalıklar içinde Müslüman olarak kalmamız mümkün değildir.
İlmihâl bilgilerini
öğrenmeyen ve çocuklarına öğretmeyenler, Müslümânlıktan ayrılmak, küfür
felâketine düşmek tehlikesindedir. Böyle kimselerin duaları zâten kabul olmaz
ki, küfürden korunabilsinler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” (İlim
bulunan yerde Müslümânlık vardır. İlim bulunmayan yerde Müslümânlık
kalmaz) buyurdu...
Ecdâdımız, her zaman
toplanırlar, ilmihâl kitaplarını okurlar, dinlerini öğrenirlerdi.
Ancak, böyle Müslümân kaldılar. İslâmiyyetin zevkini aldılar. Bu saâdet ışığını
bizlere, doğru olarak ulaştırabildiler. Bizim de Müslümân kalmamız, yavrularımızı,
içimizdeki ve dışımızdaki kâfirlere kaptırmamamız için, birinci ve en lüzumlu
çare, her şeyden önce Ehl-i sünnet âlimlerinin hâzırladığı “İlmihâl” kitaplarını
okumak ve öğrenmektir...
