Öfkeyi yenmeli, affetmeli

20/11/2022 Pazar Köşe yazarı O.Ü

Sual: Görüştüğümüz, beraber çalıştığımız kimselere zaman zaman hatalarından dolayı kızıyoruz. Böyle durumlarda nasıl hareket etmemiz gerikir?

Cevap: Eshab-ı kiramdan Abdullah ibni Ömer hazretleri şöyle naklediyor:

“Bir kimse, Resulullah efendimize gelerek; hizmetçimi kaç kerre affedeyim diye sordu. Resulullah efendimiz cevap vermedi. O kimse tekrar sorunca; (Her gün, yetmiş kerre affet!) buyurdu.”

Eshâb-ı kiramdan Muâz bin Cebel hazretleri de şöyle naklediyor:

“Resulullah efendimiz bir gün elimden tuttu. Birkaç adım yürüdükten sonra;

(Ya Muâz! Takva üzere ol. Hep doğru söyle. Ahdine sadık ol. Emanete hıyanet etme. Yetimlere merhamet et. Komşunun hakkını gözet. Kimseye kızma. Hep tatlı konuş. Her Müslümana selam ver. İmamın lazım olduğunu bil. Kur’ân-ı kerimin yolu olan fıkıh bilgilerini öğren ve bu bilgilerden ayrılma. Her işinde ahireti düşün. Hesap gününe hazırlan. Dünyaya gönül bağlama. Hep güzel, faydalı işler yap! Hiçbir Müslümanı kötüleme. Yalancı şahitlik yapma. Doğru sözü kabul eyle. İmâm-ı âdile, isyan etme. Yeryüzünde fesat çıkarma. Her zaman Allahı zikret, hatırla. Gizli günahlara gizli tövbe et. Aşikâr, açıkça işlenen günahlara aşikâr, açıkça tövbe et!) buyurdu.”

Sual: İslam âlimlerinin kitaplarında bildirilen nasihatlerin kaynağı, hep âyet-i kerime ve hadis-i şerifler midir?

Cevap: İmâm-ı Gazâlî hazretleri, kendisinden nasihat isteyen bir talebesine hitaben buyuruyor ki:

“Allahü teâlâ, sana uzun ömürler verip, ömrünü ibadetle ve Onun gösterdiği yolda gitmekle geçirmek nasib eylesin! Bütün nasihatler Peygamber efendimizden alınmıştır. Ondan gelmeyen nasihatler fayda vermez. Peygamber efendimizin dünyaya yayılan nasihatlerinden biri de şudur:

(Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gadab ve azab edeceğine alamet, dünyaya ve âhirete faydası olmayan şeylerle meşgul olması, zamanlarını lüzumsuz şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir saati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişman olsa, üzülse yeridir. Bir kimse kırk yaşını geçtiği hâlde onun hayırlı işleri, yani sevapları, kötü işlerinden, yani günahlarından ziyade olmadı ise, Cehenneme hazırlansın.)

Bu hadis-i şerifin manasını iyi anlayanlara, bu nasihat yetişir.”