“Nereden geldi bu yiyecekler?”

22/12/2021 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Ahmed Şemseddîn Marmaravî hazretleri Manisa'da yaşadı.

Kabr-i şerîfi de oradadır.

Bir gün sordular bu zâta:

“Hocam, tevekkül nedir?”

Cevâbında;

“İnsanlara güvenmemektir. Müslüman, Allaha güvenir ve her ihtiyâcını O’ndan ister. Kendi gibi âciz kullardan bir şey beklemez” buyurdu.

Bu zâtın küçük bir oğlu vardı.

Ona tevekkülü öğretmek için;

“Evlâdım, bir şeye ihtiyâcın olursa, kapat gözlerini ve Allahtan iste” dedi.

Hanımına da;

“Çocuğun istediği şeyleri, gözlerini açmadan götürüp önüne koy” diye tembîh etti.

Artık çocuk, gözlerini kapatıyor.

Rabbinden bir şeyler istiyor.

Sonra gözlerini açıyor.

Önünde buluyordu bu şeyleri.

Bir gün evde yalnızdı.

Bir müddet sonra acıktı.

Yapacağı şey belliydi.

Gözlerini yumdu.

Ve yiyecek istedi Rabbinden.

Gözlerini açtığında sevindi.

Çeşitli yiyecekler vardı önünde.

O şeylerden yemeye başladı.

O esnâda annesi geldi.

O yiyecekleri görünce şaşırdı!

Merak edip sordu oğluna:

“Nereden geldi bu yiyecekler?”

Cevap, mâsumâneydi:

“Her günkü yerden anneciğim.”