Peygamberlerin daveti...

24/07/2023 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Bütün kâinâtı, canlı-cansız her varlığı, en mükemmel bir nizâm ve intizâm üzere yaratan ve onları her ân varlıkta durduran Allahü teâlâ, şu uçsuz-bucaksız olarak gördüğümüz koca “Kâinât”ta, sâdece “Dünyâ”nın insanlarla meskûn olmasını irâde buyurmuş, “İlk İnsan” olarak “Hazret-i Âdem” babamızı, bu dünyaya göndermiş ve onu aynı zamanda “İlk Peygamber” kılmıştır. [Binâenaleyh: 1- İnsanlık hayâtı, sâdece bu dünyâda var; diğer gezegenlerde beşerî hayât yok. 2- Bütün insanların atası maymun değil, insandır; beşeriyet Hazret-i Âdem’le eşi Hazret-i Havvâ’dan türemiştir. 3- Yine, insanlık vahşet üzere değil, medeniyet üzere başlamıştır. Çünkü ilk insan, Allah’ın seçilmiş bir Peygamberidir. Yontma Taş Devri, Cilâlı Taş Devri… gibi şeyler birer tahmînden ibârettir, hayâl mahsûlüdür.]

Cenâb-ı Hak, dünyâya gönderdiği ilk insan ve ilk Peygamber olan Âdem aleyhisselâmdan i’tibâren, Sevgili Peygamberimize gelinceye kadar bütün “Peygamber”leri vâsıtasıyla, kullarına, dünyâ ve âhirette râhat etmeleri, huzûr içerisinde, iyi bir şekilde yaşamaları için, emir ve yasaklarını, ya’nî ne yapmaları ve nelerden sakınmaları lâzım olduğunu, beğendiği ve beğenmediği bütün işleri bildirmiştir.

 

Hepimiz biliyoruz ki, Allahü teâlâ, kullarının îmân etmelerini, ibâdet yapmalarını, verdiği ni’metlere şükretmelerini, emirlerini yapmalarını, yasaklarından kaçınmalarını, güzel ahlâka sâhip olmalarını, kendi aralarında kardeşçe yaşamalarını, sevişmelerini, birbirlerine yardımcı olmalarını istemekte ve bunları da emretmektedir.

 

Peygamberlerin hepsi, insanları fevz u necâta ya’nî dünyâda ve âhirette kurtuluşa da’vet etmiş, sırât-ı müstakîmi, doğru olan yolu, bıkmadan, usanmadan ve yılmadan anlatmışlardır.

 

Bakın burada şunu düşünelim: Yüce Allah, koca âlem içerisinde başka mahlûkları değil, sâdece insanları hâkim kılmış ve onları kendisine muhâtap kabûl etmiş ve mükellef yapmıştır. [Bu arada, cinnîlerin de mükellef olduklarını hâtırlıyalım.]

EĞİTİMİN ÖNEMİ...

Güzel ülkemizde, her sene yaz aylarında, Orta dereceli okullarda, genellikle haziran aylarında tatil başlar ve eylül ayına kadar 3 ay devâm eder. Üniversitelerde bu takvim farklı olabilmektedir.

 

Yirmibirinci asırda, yeni nesillere, mukaddes dînimiz İslâmiyet’i, mukaddes kitâbımız Kur’ân-ı kerîmi, Sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed aleyhisselâmı, büyük âlim ve velîlerimizi, şanlı târihimizi, yüksek kültür ve medeniyetimizi doğru bir şekilde, ilmî ve objektif usûllerle öğretmemiz şarttır. Aksi hâlde, günümüzdeki teknolojik gelişmeler sebebiyle yabancı kültürlere açılmış bir gençliğin, benliğini muhâfaza etmesi, ecdâdına saygı duyması, târihine sâhip çıkması çok zordur.