İnsan, korku ve ümit üzere bulunmalıdır...
25/06/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Cehennem üzerine kıldan ince kılıçtan keskin olan
sırat köprüsü kurulur..."
İsmâil Rusûhî Efendi Osmanlı
âlimlerindendir. Ankara’da doğdu. İlk tahsilini Ankara’da yaptı. Zâhirî
ilimlerde yükseldikten sonra tasavvufa yöneldi. Konya’ya gidip,
Mevlevî yolu büyüklerinden Bostan Çelebi’nin sohbetlerinde bulundu.
Mevleviyye yolunda da ilerleyip yüksek derecelere kavuştu. 1019 (m. 1610)
senesinde İstanbul’a gelerek, Galata Mevlevîhânesi’nde irşâd vazîfesiyle
vazîfelendirildi. 1040 (m. 1630) senesinde vefât etti.
Minhâc-ül-fukarâ adlı eserinde
şöyle buyurdu: Abdullah bin Mes’ûd (radıyallahü anh) şöyle naklediyor:
“Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) doğru bir çizgi çizdi ve 'Bu,
Allahü teâlânın yoludur' buyurdu. Sonra bu çizginin sağından ve solundan
çıkan çizgiler çizip; 'Bu yolların her birinde şeytan vardır ve kendine çağırır'
buyurdu ve; (Doğru yol budur. Bu yolda olunuz. Fırkalara
bölünmeyiniz) meâlindeki (En’âm-53) âyet-i kerîmeyi okudular.”
Resûlullah Efendimizin yolu
tevhîd (birlik) ve muhabbet yoludur. Onun için birçok âlimler ve evliyâullah;
“İnsanı doğru yoldan ayıran, sapıklığa götüren yollardan, orta yol daha
hayırlıdır” demişlerdir.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
hazretleri de bu konuda; “Herkes gücü, yettiği kadar, hak yoldan ayrılmadan çok
sakınıp, sırât-ı müstekim üzere olmalıdır” buyurmuştur.
Fahreddîn-i Râzî hazretleri de
"sırât-ı müstekim"i tefsîr ederken buyuruyor ki: “Allahü teâlâ niçin
sırât-ı müstekim buyurdu da sebîl-i müstekim buyurmadı. Çünkü sırat lafzı,
Cehennemdeki sıratla ilgilidir. Öyle ki, insan bu dünyâda olan sıratta, korku
ve ümit üzere bulunmalıdır.”
Bir kısım
müfessirler de “Sırat ikidir; biri dünyevî (dünyâ ile ilgili) biri uhrevî
(âhıretle ilgili)’dir. Dünyâda olan sırat; Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîminden
ve Peygamber Efendimizin hadîs-i şerîflerinden tefsîr ederek, Ehl-i sünnet
âlimlerinin bildirdiği doğru yoldur. Uhrevî (âhıretle ilgili) sırat ise,
hadîs-i şerîflerde bildirildiği gibi Cehennem üzerine kurulan kıldan ince,
kılıçtan keskin olan, bütün insanların üzerine sevk edildiği, köprüdür.
Abdullah bin Mes’ûd’dan rivâyet edilen hadîs-i şerîfte Resûlullah Efendimiz
(aleyhisselâm) buyurdular ki: “Cehennem üzerine kıldan ince kılıçtan keskin
olan sırat köprüsü kurulur. Bu köprüden, bir kısım insanlar şimşek gibi, bazısı
fırtına gibi geçer. Bir grup insan da kuş uçar gibi, bir fırka atlı gibi, bir
zümre piyade gibi geçer. Bir cemâat de vardır ki ateş onların yüzlerini yalar.”
