"İnsanlar niçin izzeti değil, zilleti seçerler?"

29/05/2021 Cumartesi Köşe yazarı V.T

“Dünyayı kazanmakta nefisler için zillet, ahireti kazanmakta ise nefisler için izzet vardır..."

 

Abdurrahmân el-Ferecî hazretleri Fas evliyasındandır. 909 (m. 1504)’da Fas’ın (Atlantik sahilinde Tît köyünde doğdu. Şâzeliyye’nin Cezûliyye kolu şeyhi Ebû Hafs Ömer’e intisab etti. İcazet aldıktan sonra Miknâs’a giderek talebe yetiştirdi. 976 (m. 1569)’da orada vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

“Dünyayı kazanmakta nefisler için zillet, ahireti kazanmakta ise nefisler için izzet vardır. Acaba niçin insanlar bakî olan ahireti istemekteki izzetin yerine, fâni olan dünyayı isteyerek zilleti seçerler?”

“Nefsine, bir defa da olsa lâyık olduğundan fazla kıymet verip bakan bir kimse, kâinattaki mevcûdatın hiçbirinden ibret alamaz.”

“Kişi, şu dört hasletten gâfil olmamalıdır. İlki doğru söz, ikincisi doğru iş, üçüncüsü samimî dostluk, sonuncusu ise emanete sadâkat ile riâyet olmaktır.”

“Bir kimse âlimlerin sohbetinde bulunur, fakat onlara hürmet etmezse, onlardaki feyiz ve bereketlerden mahrûm kalır. Onlardaki nûrlar, kendisinde asla zuhur etmez.”

“Allahü teâlâ, amellerden iyi olanını, iyi olanının da ihlâslı, samîmî olanını, samîmî olanının da, ancak sünnete uygun olanını kabûl eder.”

“İlim; cehâlete karşı kalbin hayatı, karanlığa karşı gözün nûrudur.”

“Bir kimse dünyâya yönelirse, dünyâ meşgaleleri onun için afettir.”

“Bir kimsenin, nefsinin istek ve arzuları galip gelirse, aklı gizli kalır.”

“Elde tutmak gereken en uygun şey nefsin; yenmen gereken en uygun şey ise arzu ve isteklerindir.”

“Dürüst olmayan birinden doğruluk bekleme, edepsiz birinden edepli olmasını bekleme.”

“Sağlam bir dal, ancak sağlam bir kökten çıkar. Şimdi hareketlerin sıhhatli ve sünnet üzere olmasını isteyen kimse, önce kalbindeki ihlâsı sıhhatli hâle getirmelidir. Zira zâhir amellerdeki sıhhat, bâtın amellerindeki sıhhatten hâsıl olur.” 

“Bir kimse, kendinde olmadığı bir şeyden konuşursa, konuşması ile dinleyenleri fitneye sürükler.”

“Farz namazlarında tekbir alırken renginiz değişiyor?” diye sorduklarında: “Çünkü farz namazlara sıdk ve doğrulukla başlamamaktan korkuyorum. Kim namaza durup, Allahü ekber diye tekbir getirirse, fakat o sırada kalbinde Allahü teâlâdan başka bir ilah düşüncesi bulunursa veya hayatı boyunca ondan başka birinin büyüklüğünü ve yüceliğini kabûl etse, kendi aklı ile kendini yalanlamış olur” buyurdu.