“Yâ Rabbî! Sana lâyık ibâdet yapamadım..."

29/11/2022 Salı Köşe yazarı A.U

İmâm-ı âzam hazretleri, elli beş defâ hac yaptı.

Sonuncuda Kâbe-i şerîfe girip iki rekât namaz kıldı.

O namazda Kur’ân-ı kerîmi baştan sona okudu.

Ellerini kaldırdı.

Gözyaşlarıyla;

“Yâ Rabbî! Sana lâyık ibâdet yapamadım. Ama seni hiç kimsenin anlayamayacağını iyi anladım. Hizmetimdeki kusûrumu bu anlayışıma bağışla” diye yalvardı.

O an bir ses duydu.

Gâipten geliyordu.

“Ey Ebû Hanîfe! Sen beni iyi tanıdın ve bana hakkıyla ibâdet yaptın. Seni ve senin mezhebinde bulunup kıyâmete kadar senin yolunda olan kulları af ve mağfiret ettim. Kalbin râhat olsun, üzülme” diyordu.

● ● ●

İmâm-ı âzam Ebû Hanîfe hazretleri, kumaş alıp satıyordu.

Çok zengindi.

Bir gün dükkânına giderken, bir kimse onu görünce durdu.

Mahcup vaziyetteydi!

Yüzünü ondan çevirdi.

Ve yolunu değiştirdi.

Hazret-i İmâm onu görüp sordu:

“Niçin yolunu değiştirdin?”

“Size borcum vardı da efendim.”

“Hayır, senin bana borcun yok.”

“Var efendim, hem de on bin akçe.”

İmâm-ı âzam, elini adamın omuzuna atıp;

“Ben, o borcu sildim kardeşim. Düşünme onu artık. Hakkını da helâl et” buyurdu.

Adam şaşırdı:

“Benin ne hakkım var ki efendim?”

“Beni görünce sıkılıp mahcup oldun ya, onun için hakkını helâl et” buyurdu.

Adam hayretler içindeydi!

“Helâl olsun efendim” dedi.

Ve sevinerek evine gitti...