Bütün saadetlerin başı...

12/03/2022 Pazar Köşe yazarı S.K

Muhammed aleyhisselâma uymak; dört mezhebin fıkıh, akaid ve İslam ahlakı kitaplarında yazdıkları bilgilere uymak demektir.

 

Nasihatler -1-

Büyük âlim ve veli İmam-ı Rabbani hazretlerinin oğlu Muhammed Masum hazretlerinin Mektûbat kitabının ikinci cilt 110. mektubunda, sevdiklerinden birine, aslında hepimize yaptığı çok kıymetli nasihatleri vardır. Ehl-i sünnet yolunda olmanın esaslarını anlatmaktadır.
Özetle şöyledir:
İslâm âlimlerinden ve evliyanın büyüklerinden Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri buyurdu ki:
(Bütün saadetlerin başı İslamiyet’e uymaktır. İnsanı kurtuluşa, yani ebedî saadete kavuşturacak tek bir yol vardır. O da, Resulullah’ın izinde bulunmaktır. Hak ile bâtılı ayıran alâmet, Resulullah’a “sallallahü aleyhi ve sellem” uymaktır. Selef-i sâlihîn, Resulullah'a “sallallahü aleyhi ve sellem” vâris olmakla şereflenmişlerdi. Sözlerinde, işlerinde ve ahlâklarında, İslamiyet’ten kıl kadar ayrılmamışlardı.)

[Selef-i sâlihîn, ilk iki asrın Müslümanlarıdır. Yani, selef-i sâlihîn deyince, Eshâb-ı kirâmın hepsi ile Tâbiî’nin ve Tebe-i tâbiînin büyükleri anlaşılır. Dört mezheb (Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli) imâmları, bu büyüklerdendir. O hâlde, Resûlullah’ın yolu, dört mezhebin fıkıh, akâid ve tasavvuf kitaplarında bildirilmiş olan İslam bilgileridir, kısaca ilmihal bilgileridir. Bu yola (Ehl-i Sünnet Yolu) denir. Dört mezhebin kitaplarından ayrılan kimse, bu doğru yoldan ayrılmış olur. Hakikat Kitabevi yayınlarından Namaz Kitabı ve İslam Ahlakı kitabı çok kıymetli ilmihal kitaplarıdır. Her Müslüman, ilmihal kitaplarında bildirilen farzlara, vaciplere, sünnetlere, müstehaplara uymalı, haramlardan ve mekruhlardan sakınmalıdır.]

Abdullah ibni Mübarek “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki:
(Müstehapları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz. [Müstehap; yapılması sevap olan, yapılmaması günah olmayan şeylerdir. Sünnetleri yapmakta gevşeklik de farzların yapılmasını zorlaştırır. Farzlarda gevşek davranan da mârifete, Allahü teâlânın rızasına kavuşamaz.)

Evliyanın büyüklerinden Ebû Sa’îd Ebülhayr’a, "Filanca kimse su üstünde yürüyor, ne dersiniz?" dediler. "Bunun kıymeti yoktur. Ördek ve kurbağa da suda yüzer" dedi. "Filan adam havada uçuyor" dediler. "Sinek ve çaylak da uçuyor. Sinek kadar kıymeti var" dedi. "Filan kimse, bir anda bir şehirden başka şehre gidiyor" dediler. "Şeytan da bir solukta doğudan batıya gidiyor. Böyle şeylerin dinimizde kıymeti yoktur. Mert olan, herkesin arasında bulunur. Alışveriş yapar, evlenir. Fakat bir an Rabbini unutmaz" buyurdu.
Şeyh ibni Ebî Bekr Muhammed bin Muhammed Endülüsî, (Me’âric-ül-hidâye) kitabında diyor ki:

"Kâmil insanın her işi, düşünceleri, sözleri, ahlâkı, Resulullah’a (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) tam uygun olur. Çünkü bütün saadetlere, Ona uymakla kavuşulur. Ona uymak, İslamiyet’e yapışmak demektir."