"Onların beni tanımakla şereflenmesi için..."

03/02/2022 Perşembe Köşe yazarı V.T

"Cinnîleri ve insanları, ancak bana ibâdet etmeleri için yarattım."

 

Abdullah-ı Herâtî hazretleri Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin yetiştirdiği velîlerdendir. Afganistan’da Herât şehrinde doğdu. Şam'da vefât etti. Süleymâniye'ye geldi. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin hizmetine girip talebesi oldu. Tasavvuf yolunda ilerledi ve yüksek evliyalık derecelerine kavuştu. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, ona mutlak icâzet ve hilâfet verdi. Bir dersinde, hocası Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinden şöyle nakletti:

Allahü teâlânın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde değişiklik olmaz. Hareketlerin, işlerin olması ile, her şeyi yaratması ile, Onun zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde değişiklik olmuyor. Allahü teâlâ, "Ganiyy-i mutlak"tır. Yâni, hiçbir şey için, hiçbir şeye muhtaç değildir. Ne kendine, ne sıfatlarına, ne de fiillerine, hiçbir sûretle hiçbir şey lâzım değildir. Varlıkta muhtaç olmadıkları gibi, zuhûrda, belli olmakta da, ihtiyaçları yoktur. Ez-zâriyât sûresinin, (Cinnîleri ve insanları, ancak bana ibâdet etmeleri için yarattım) meâlindeki ellialtıncı âyeti gösteriyor ki, cinnîlerin ve insanların yaratılması, Allahü teâlâyı tanımaları içindir ki, bunlar için şeref ve saadettir. Yoksa, Onun bir şey kazanması için değildir. Hadis-i kudsîde, [yâni Peygamberin mubârek ağzından] Allahü teâlânın, (Mâruf olmak, tanınmak için her şeyi yarattım) buyurması, (Onların beni tanımakla şereflenmesi için) demektir. Yoksa, (Tanınayım ve onların tanıması ile kemâl bulayım) demek değildir. Bu mana, Allahü teâlâya lâyık değildir.

Allahü teâlâda, noksanlık sıfatları ve mahlûkların hâssa ve alâmetleri yoktur. Madde değildir. Cisim değildir. Mekânlı değildir. [Yâni, yer kaplayıcı değildir.] Zamanlı değildir. [Bir yerde bulunmadığı gibi, zamanı da yoktur.] Kemâl sıfatları, kusursuzluklar yalnız Ondadır. Sekiz kemâl sıfatı olduğunu bildirmiştir ki şunlardır: (Hayat), diri olmasıdır. (İlim), bilmesidir. (Kudret), gücü yetmesidir. (İrâde), dilemesidir. (Sem'), işitmesidir. (Basar), görmesidir. (Kelâm), söyleyici olmasıdır. (Tekvîn), yaratmasıdır. Bu sıfatları, kendinden ayrı olarak vardır. Varlıkları ilimde değildir. [Yâni, nazarî ve teorik var denilmiş olmayıp], hâricde ve hakîkatte vardırlar. Kendi var olduğu gibi, bu sıfatları da ayrıca vardır. Allahü teâlâ, hiçbir şey ile ittihâd etmez, birleşmez. Hiçbir şey de, Onunla birleşmez.