"Yâ Rabbî! Onlar bilmiyorlar…"

04/09/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Müşrikler, Resûlullahı üzmüşlerdi.

Hak teâlâ, dört melek gönderdi.

Bir tanesi Efendimize dedi ki: “Ben denizlere müvekkil meleğim. Emret, bunları suya gark edeyim.”

Cevap tek cümleydi:

"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah!"

İkinci melek arz etti ki: “Ben, rüzgârlara müvekkelim. İstersen Mekke'yi kaldırayım ve kuvvetlice yere çarpayım.

Buyurdular ki:

"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah!”

Üçüncüsü dedi ki: Ben de şu güneşe müvekkelim. İstersen, güneşi yaklaştırayım. Cümlesi kavrulup helâk olsun!”

Cevap aynıydı:

"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah!"

Sonuncusu arz etti ki: “Ben de, dağlara müvekkelim. Sen emret, bir dağı kaldırayım. Mekke'nin üzerine bırakayım!”

Efendimiz buyurdu ki:

"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah! Şu duâma âmin deyin!”

Sonra el kaldırıp;

"Yâ Rabbî! Bilmiyorlar. Bilseler yapmazlar. Sen onlara hidâyet ver" diye yalvardılar.

Melekler "Âmin!" dediler.

Ve arz ettiler ki:

"Yâ Resûlallah! Önceki peygamberler güç durumda kalınca, kâfirlere bedduâ ederlerdi. Biz de o kavimleri helâk ederdik. Ama sen duâ ediyorsun.”

Efendimiz buyurdular ki:

"Hak teâlâ beni rahmet olarak gönderdi. Ben, azap sebebi değil, rahmet vesîlesiyim.”