Bildiği hâlde iman etmedi

04/09/2021 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü

Resûlullah efendimiz, hükümdarlara mektuplar göndererek onları İslama davet etmiştir...

 

Sual: Peygamber efendimizi bildiği hâlde, iman etmeyen hükümdarlar da olmuş mudur?

Cevap: Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn kitabında şöyle neklediliyor:

“Resûlullah efendimiz, zamanının hükümdarlarına mektuplar göndererek onları İslama davet etti. Dıhye hazretlerini de Rum Kayserine gönderdi. Hazret-i Dıhye şöyle anlatır:

-Rum Kayseri, beni çağırdı mektubu kendisine sundum. Mektubu alıp, ayağa kalktı, başı üzerine koydu, gözlerine sürdü ve öptü. Sonra mektubu açtı, önüne koydu. Kavminin ileri gelenlerini topladı. Onlara yüksek sesle;

-Ey kavmim, Mekke-i mükerremede bir mert kişi risâlet davası eder. Bu mektubu bize göndermiştir. Bizi hak dinine davet etmiştir. Siz ne dersiniz, ne cevap verirsiniz, dedi. Kavmi birden feryad edip, bağırdılar ve;

-Sen Hıristiyanlıktan çıkıp başka bir dine girmek mi istersin, dediler. Kayser;

-Elem çekmeyiniz. Muradım sizi tecrübe etmek idi dedi.

Daha sonra Kayser beni çağırdı, yalnız idik. Elimi tutup, bir başka saraya götürdü. Bir odanın kapısını açtı. Çok insan suretleri o odada nakş edilmişti. Bana dedi ki;

-Ya Dıhye, bu üçyüzonüç nebinin suretleridir ki, İsa aleyhisselam bu duvarda nakşedilmiştir.

Ben o suretlere bakarken, birden, Resulullah efendimizin hilye-i şerifine gözüm takıldı. O resimler arasında, ondördüncü ay gibi parlıyor idi. Ben;

-Bu bizim Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın suretidir, dedim. Kayser;

-Doğru söylersin; ben de kitaplarımızda böyle buldum dedi.

Dıhye hazretleri der ki:

-Baktım o Serverin sağ yanında bir suret gördüm, Kayser;

-Bu kimdir dedi.

-Ebu Bekr-i Sıddık'ın suretidir dedim. Sol yanında oturmuş birini gördüm. Kayser;

-Bu kimdir dedi.

-Ömer bin Hattab'ın suretidir dedim. Birini dahi gördüm. Kayser;

-Bu kimdir dedi.

-Osman bin Affân'ın suretidir dedim. Sonra birini gördüm. Kayser;

-Bu kimdir dedi.

-Ali bin Ebi Talib'in suretidir dedim. Kayser dedi ki:

-Doğru söylersin. Bizim kitabımızda da böyledir.

Dıhye hazretleri der ki:

-Mekke-i mükerremeye döndüm. Resulullah efendimize Kayserin kıssasını haber verdim. Resulullah efendimiz buyurdular ki:

(Kayser doğru söylemiş. Kayser doğru söylemiş. Yâ Dıhye! Onlar beni ve benim Eshabımı bilirler. Amma, ezelî şekâvet bedbahtlık ki, onlara erişmiştir; zaruri olarak mahrum olup, Cehennemlik olurlar.)