Davâlılara nasîhat eden Mısır Kadısı...
16/07/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Kıdı Bekkâr bin Kuteybe hazretleri, karşısına gelen davâlılara nasîhat ederdi...
Bekkâr bin Kuteybe hazretleri hadîs ve Hanefî fıkıh
âlimidir. 182 (m. 798) yılında Basra’da doğdu. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe
hazretlerinin talebelerinden İmâm-ı Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Züfer’in derslerine
devam ederek icazet aldı. Büyük hadîs âlimi Ebû Dâvûd Tayâlîsî ve Zeyd bin
Hârûn’dan hadîs-i şerîf öğrenip, rivâyette bulundu. Sonra Mısır’a kadı tayin
edildi. 270 (m. 884) yılında Mısır’da vefât etti.
Her gün kendisini hesaba çeker, kendi kendine “Yâ
Bekkâr! Sana insanlar geldi. Onların hakkında hüküm verdin. Yarın sen,
yaptıkların sorulduğunda ne cevap vereceksin?” derdi.
Karşısına gelen davâlılara nasîhat eder, onlara;
“Fakat, Allahın ahdini (kitaplarındaki Peygamberlere îmân sözünü) ve kendi
yemînlerini birkaç paraya satan kimseler (var ya!) İşte onların âhırette hiçbir
nasîbi yoktur. Allah onlara kelâmiyle hitâb etmeyecek ve kıyâmet günü onlara
merhamet nazarıyla bakmayacak ve kendilerini temize çıkarmayacaktır. Onlar için
çok acıklı bir azâb vardır” meâlindeki Âl-i İmrân sûresinin yetmiş yedinci
âyet-i kerîmesini okur, arkasından ağlardı. Bu mübarek zat, bir dersinde
şunları anlattı:
“Şühpesiz ki dinde, kıyâmete kadar benim ve Hulefâ-i
râşidînin üzerinde bulunduğumuz itikâd ve diğer husûslara muhalif olarak ortaya
çıkarılan her şey bid’attir.” (Yani din kemâle erdikten sonra sanki kemâle
ermemiş, tamamlanmamış ve eksikmiş gibi güya bu eksikliği gidermek için, dinde
yapılan yenilikler veya Resûlullahdan (sallallahü aleyhi ve sellem) sonra
nefsin arzu ve isteklerine göre ortaya çıkarılan şeylerdir.)
İrbâd bin Sâriye (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etti:
Bir gün Resûlullah Efendimiz bize namaz kıldırdı. Namaz bittikten sonra bize
döndü. Beliğ bir nasîhatte bulundu. Bu nasihatten kalbimiz ürperdi. Bu sırada
orada hazır bulunan sahabeden birisi arzetti ki: 'Yâ Resûlallah! Yaptığınız bu
nasihat; kavminin arasından artık ayrılan, onlarla vedalaşan ve
kendisinden sonra doğru yoldan ayrılmamaları için onlara lâzım olan nasihatleri
yapan bir kimsenin nasihati gibidir. O hâlde bize ne tavsiye edersiniz?' diye
suâl etti. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu:
“(Ey müminler!) Size Allahü teâlâdan
korkmanızı tavsiye ederim. Yani, iş, söz ve sükûtlarınız husûsunda Allahü
teâlâdan korkunuz.”
