Gayr-i müslimlere benzemek!..

22/08/2022 Pazartesi Köşe yazarı R.A

İbâdetlerde kâfirlere benzemek, bazı yerlerde küfür, bazı yerlerde harâm, bazı yerlerde de mekrûh olur. Mesela Noel’i kutlamak küfür olur.

 Kâfirlere dîn, îmân ve ibâdetlerde benzemek yasaktır, câiz değildir; bu durum harâm veya küfür olur. İslâm âlimleri, Resûlullah Efendimizin “Bir kavme benzeyen onlardandır” hadîs-i şerîfindeki benzemenin, dînde, îmânda ve ibâdetlerde benzemek olduğunu bildirmişlerdir.

İbâdetlerde kâfirlere benzemek, bazı yerlerde küfür, bazı yerlerde harâm, bazı yerlerde de mekrûh olur. Mesela Noel’i kutlamak küfür olur. Çirkin olmayan âdetlerde, kılık-kıyâfette kâfirlere benzemek günâh olmaz. Meselâ kâfir gömleği giymek, pantolon giymek câizdir. Peygamber Efendimiz, papaz ayakkabısı, Rum cübbesi giymiştir. Bazen Rum, bazen Arap elbisesi giyerdi. Kolları dar Rum cübbesi de giydiği Tirmizî’deki hadîs-i şerîfte bildirilmiştir. (Mevâhib-i ledünniyye)

Demek ki âdetlerde benzemek câizdir. Kâfirin dînine benzemek câiz olmaz, haç takmak, zünnâr takmak gibi. Yine Noeli kutlamak câiz değildir. Ama yılbaşı farklıdır. Noeli kutlayan kâfir olur; ama yılbaşında birine “yeni yılın kutlu olsun”, “yeni yıl Müslümânlara hayır ve bereket getirsin” demek câizdir.

Gömlek giymek ibâdet değil, âdettir. Bu âdet Hıristiyânlardan gelmiş olsa bile, ibâdet olmadığı için giymenin mahzûru yoktur. Peygamber Efendimiz, uzun entari giymiş, ama şalvar ve pantolon giymemiştir. Şalvar giymek âdette bid’attir. Âdette bid’at olan şeyi yapmak günâh değildir. Uçağa, trene, otobüse, minibüse ve taksiye binmek de âdette bid’attir, günâh değildir.

Yine, masada yiyip-içmek, çatal-kaşık kullanmak, dikiş makinesi, bilgisayar, elbise gibi şeylerse âdettir, bunları kullanmak günâh olmaz. Hattâ lüzûmlu olanları kullanmak gerekir.

İmâm-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Resûlullah'ın âdet olarak yaptığı şeyleri yapmamak bid'at değildir. Bunları yapıp yapmamak, ülkelerin ve insanların âdetlerine bağlı olup, dînî hükümler değildir. Her ülkenin âdeti başka başkadır. Hattâ bir ülkenin âdeti de zamanla değişir. Bununla beraber, âdete bağlı şeylerde de, Resûlullah’a (sallallahü aleyhi ve sellem) uymak, dünyâ ve âhirette insana çok şey kazandırır ve çeşitli saâdetlere yol açar. (I / 231. mektûb)

“Ed-Dürrül-muhtâr”da deniyor ki:

“Nevrûz ve mihricân günleri şerefine bir şey vermek câiz değildir. Bu günlerin isimlerini söyleyerek veya niyet ederek bir şey hediye etmek harâmdır. Eğer bu günlere kıymet vererek yaparsa, kâfir olur. Çünkü bu günlere müşrikler kıymet vermektedirler.

Ebû Hafs-ı kebîr diyor ki: Bir kimse Allahü teâlâya elli sene ibâdet etse, sonra bir müşrike, Nevrûz günü şerefine bir yumurta hediye etse, kâfir olur. Yapmış olduğu bütün ibâdetlerin sevapları yok olur… Başka günlerde almadığını, o gün satın alırsa, o güne değer vermiş ise kâfir olur. Değer vermeyip, yalnız yemek-içmeğe niyet etmiş ise, kâfir olmaz.”