Şabân ayını da idrâk ettik...

27/02/2023 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Halkımız arasında “Üç Aylar” diye anılan ve İslâm dîninde özel yerleri bulunan “Recebü’l-ferd”, “Şa’bânü’l-muazzam” ve “Ramazânü’l-mübârek” aylarından 2.si olan Şa’bân ayını, 21 Şubat 2023 Salı günü [01 Şa’bân 1444] idrâkle şereflenmiştik. Şa’bân ayı, Receb ile Ramazân ayları arasında bir köprü mesâbesindedir.

Resûlullah Efendimizin, Şa’bân ayına çok değer verdiği ve bu ayda çok oruç tuttuğu kaynaklarda geçmektedir. Nitekim Âişe vâlidemiz (radıyallahü anhâ) şöyle buyurmuştur: “Resûlullah’ın, [Ramazân ayı müstesnâ olmak üzere] hiçbir ayda, Şa’bân ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şa’bân ayının tamâmını oruçlu geçirirdi.” [Buhârî]

Resûlullah Efendimize de, Şa’bân ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman buyurdu ki: “Şa’bân, öyle fazîletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfildirler. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini isterim.” [Nesâî] Bu konudaki diğer bir hadîs-i şerîf de şöyledir: “Ramazândan sonra en fazîletli oruç, Şa’bân ayında tutulan oruçtur.” [Tirmizî]

Önümüzdeki hafta Pazartesi günü de [06 Mart 2023 - 14 Şa’bân 1444] mübârek “Berât” gecesini idrâk edeceğiz inşâallah.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen en müstesnâ şahsiyet olan Hazret-i Muhammed’e (aleyhisselâm) takrîben 23 senede peyderpey (sûre sûre, âyet âyet) gönderilen mukaddes kitâbımız Kur’ân-ı Kerîm, o gecede topluca “Levh-i mahfûz”a indirildi.

Çeşitli vesîlelerle, defalarca ifâde ettiğimiz gibi, Cenâb-ı Hak, kullarına çok merhametli ve şefkatli olduğu, çok acıdığı için, bazı gece, gün ve aylara husûsî kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç… gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Aslında kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır.

Hülâsa olarak söylemek gerekirse, Cuma, Bayram ve Kandil gece ve günleri, Müslümânların mübârek gece ve günleridir.Şüphesiz ki, bu mübârek gece ve günlere kıymet veren Allahü teâlâdır.

Nasıl ki, altın madeni bakır, demir, kömür gibi madenlerden çok daha üstün ise, yine yâkût taşı diğer normal taşlardan çok daha kıymetli ise, bazı gece ve günler de diğer normal gece ve günlerden çok üstündürler.

Yine bunun gibi, Peygamberler de birer insandırlar; ancak Allahü teâlâ, onları kıymetlendirmiş, kendilerine güzîde mevkiler ihsân etmiştir.

Bilindiği gibi, Hazret-i Muhammed aleyhisselâmdan önceki bütün Peygamberler, belli zaman dilimlerine gönderilmişler, onların dînlerinin (ahkâm-ı şer’iyyelerinin) geçerlilik müddetleri belli zamanlarda dolmuş, bitmiş; getirdiği hükümler, kıyâmete kadar geçerli olan bir tek Hazret-i Muhammed aleyhisselâm kalmıştır.

“Peygamberlerin sonuncusu” olan Muhammed aleyhisselâmın dîni, bütün dînleri neshetmiş, yanî yürürlükten kaldırmıştır. O’nun kitâbı, geçmiş kitapların en iyisidir. O’nun getirdiği dîn olan “İslâm” da kıyâmete kadar bâkî kalacaktır; kimse tarafından değiştirilemeyecektir.