Allah adamını tanımamanın bahtsızlığı!..
27/10/2025 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Hindistan evliyâsındanve Silsile-i aliyye denilen büyüklerden olan Abdullah-ı
Dehlevî hazretleri, Resûlullah Efendimizi çok sever, ismini işitince
kendinden geçerdi.
Bir gün su istedi hizmetçisinden. Hizmetçi suyu
verirken “Allah'ın Resûlünün sevgisi, nûru ve feyzi üzerinize olsun” dedi.
Bu duâya çok sevindi...
Kalktı ve öptü hizmetçinin alnından.
Mübârek odasından bâzen çok nefis “kokular” yayılırdı.
O zaman talebeleri;
“Herhâlde Resûlullah’ın mübârek rûhu yine hocamızı
ziyârete geldi” derlerdi.
● ● ●
Bu büyük velî, Resûlullah Efendimize olan muhabbet ve
hasretten, dayanamaz hâle geldi.
O aşkla çok ağladı!
Sonra da uyuyakaldı.
Resûlullah’ı gördü rüyâsında. Büyük bir muhabbetle
huzûruna vardı. Sevgiyle sarıldılar birbirlerine.
● ● ●
Bir gün “Efendim, bedbaht olmanın alâmeti nedir?
diye sordular bu büyük zâta.
Cevâbında;
“İlmi olup da amel yapmamak ve ameli olup da, ihlâsı
olmamaktır” buyurdu.
Ve ekledi:
“Üçüncü alâmetiyse bir
velî sohbetine kavuşamamaktır. Zîra bir ‘Allah adamı’nı tanımamak, kötü bahtlı
olmanın en büyük nişânıdır.”


