Zekî ve celâlli Şehzâde!..

28/02/2023 Salı Köşe yazarı A.U

Osmânlı âlimlerinden, büyük velî Molla Gürânî hazretleri zamânında Şehzâde Mehmed (Fâtih), bu sırada Manisa'da emîr idi.

Babası İkinci Murâd Hân, oğlunun yetişmesi ve eğitilmesi için pek çok âlimi ona hoca olarak göndermişti.

Şehzâde zekî ve celâlliydi!

Yâni ele avuca sığmıyordu.

Onun için giden hocalar, onu bir türlü derse yanaştıramadılar. Bu sebeple Pâdişah, bu oğlunu yetiştirecek “Heybet”li bir muallim arıyordu.

İşte Molla Gürânî’de bunlar vardı.

Hem heybetliydi!

Hem de vakûr idi.

Sultân, Onun bu hâlini görünce, bu iş için onu tâyin etti.

Onu iyi bir eğitimden geçirmesini söyledi.

“Gerekirse dövebilirsin” dedi.

Ve Manisa'ya gönderdi.

Molla Gürânî geldi.

Ve vazîfeye başladı.

Şehzâde Mehmed'in (Fâtih'in) yetişmesi için gerektiği şekilde davrandı.

Hırçınlık yaparsa, vakûr ve sert tutumuyla, onu yatıştırırdı.

Hattâ bir gün ders yapıyordu.

Şehzâdeye sertçe bakıp;

“Darabtühu te'dîben" dedi.

Ona da bunu tekrarlattırdı.

Bu ibâre, “Terbiye için onu dövdüm” mânâsına geliyordu ki, bu tutum karşısında Şehzâde Mehmed derslere devam edip kısa zamanda Kur’ân-ı kerîmi hatmetti.

Ve ilim öğrendi.

Pâdişah buna sevindi.

Çok memnûn oldu.

Ve hocası Molla Gürânî hazretlerine bol miktarda (Mal) ve (Para) hediye gönderdi...