Kalp kırmaktan sakınınız!

28/08/2022 Pazar Köşe yazarı S.K

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bir Müslümanın kalbini kırmak, haksız olarak incitmek, Kâbe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha günahtır.” 

 Bir gün Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Eshâb-ı kirâma karşı: (Müflis kime denir, biliyor musunuz?) buyurunca: "Parası ve malı kalmayan kimseye diyoruz" dediler. Buyurdu ki: (Ümmetim arasında müflis şu kimsedir ki, kıyamet günü, defterinde çok namaz, oruç ve zekât sevabı bulunur. Fakat, bir kimseye sövmüş, iftira etmiş, malını almış, kanını dökmüş, döğmüş. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilir. Sonra Cehenneme atılır) buyurdu. [Mektûbât-ı Rabbânî, C.1/76 ] 

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Bir Müslümanın kalbini kırmak, haksız olarak incitmek, Kâbe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha günahtır.” [Rıyad-un-nasihin]

Büyük âlim ve veli İmam-ı Rabbani hazretleri de buyurdu ki:

"Kalp, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mümin olsun, âsî olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. Sakınınız, sakınınız, kalp kırmaktan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyade inciten küfürden sonra, kalp kırmak gibi büyük günah yoktur. Çünkü, Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalptir. İnsanların hepsi, Allahü teâlânın köleleridir. Herhangi bir kimsenin kölesi dövülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. Her şeyin biricik mâliki, sahibi olan Efendinin şanını, büyüklüğünü düşünmelidir."

Şeyh Abdullah Bayal “kuddise sirruh” buyurdu ki:
"Tasavvuf; namaz, oruç ve geceleri ibadet etmek demek değildir. Bunları yapmak her insanın kulluk vazifesidir. Tasavvuf, insanları incitmemektir. Bunu yapan maksada kavuşur."

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretlerinin vasiyetnamesinin son satırı şöyledir: “Hiç kimsenin kalbini incitmeyin.”

Onun için kalp kırmaktan çok sakınmalı. Herkes her fırsatta, herkesle helalleşmeli ve birbirinin duasını almalı. Kimin, hangi müminin duasıyla kurtulacağı belli olmaz. Bilhassa evlat, ana-babanın, karı-koca da birbirinin duasını almalı. Birbirinin haklarını gözetmeli. Birbirine saygılı olmalı. Birbirini üzmemeli. Birbirini incitecek söz ve davranışlardan sakınmalı. Tatlı dilli güler yüzlü olmalı. Asık çehreli olmamalı. Öfkeli ve sert bakmamalı. Kızarak, aşağılayarak, suçlayarak konuşmamalı. Mutlaka her şeyde bir hata bulma, tenkit etme, suçlama, azarlama, kızma hâli üzere olmamalı. Münakaşadan sakınmalı. Bunlar, çok kalp kırılmasına sebep olmaktadır. Kimsenin hata ve kusurunu başkalarının yanında söylememeli. Yalnız iken, yumuşak, sakin ve uygun bir şekilde söylemeli. Evlilikte, iş yerinde, komşuluk münasebetlerinde, bulunduğumuz her yerde bunlara çok dikkat etmeli. Kalp, çok ince camdan yapılmış bir kâse gibidir. Kırılırsa bir daha yapılması çok zordur. En çok ve en kolay işlenen günah da kalp kırmaktır. Kalp kırmak, çok günah olduğu gibi, o kalbi yapmak yani gönül almak da büyük sevaptır.