Kutudaki pamuk ve ateş koru!

29/08/2022 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Ahmed Yesevî hazretleri, kepçe-kaşık yapar, onları öküzün heybesine doldurup salardı onu çarşıya.

Hayvan, pazar yerine giderdi.

Akşam olunce eve dönerdi.

İsteyen, o heybeden istediğini alır, ücretini koyardı heybeye.

Kendisi, sohbetleriyle halka faydalı olurdu.

Şöhreti gittikçe arttı.

Gelenler, yüz binleri aştı.

Kendisini çekemeyenler türedi.

Hakkında iftirâlar attılar.

Ve her tarafa yaydılar.

Büyük velî buna üzülüyordu!

Zîra o yalanlara, bâzı saf Müslümanlar da inanıyor, bu yüzden türlü felâketlere uğruyorlardı.

Talebeden birine bir kutu verip;

“Bunu hasetçilere götür” dedi.

Talebe, “Başüstüne” dedi.

Ve kutuyu alıp, vardı hasetçilere.

“Hocamın emriyle geldim” dedi.

Ve kutuyu çıkarıp önlerine koydu.

Hasetçiler, merak ediyorlardı.

“İçinde ne var ki?” diyorlardı.

Merak ve heyecanla açtılar.

Ve hepsi hayretten donakaldılar!

Zîra kutu içinde, bir miktar (pamuk) pamuğun üzerinde de yanar vaziyette bir (ateş koru) vardı.

Bir müddet konuşamadılar.

Hepsinin başları öne eğildi.

Yaptıklarına pişman oldular.

Ve toplanıp huzûruna gittiler bu büyük velînin.

Özür dileyip sadık birer talebesi oldular hepsi de...