İstişâre eden hiç kimse helak olmamıştır!..

01/02/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T

"Bir işin içinden çıkamayacak olursan, akıllı insanların görüşüne başvur."

 

Muhammed bin Abdullah Zeytûne hazretleri fıkıh ve tefsîr âlimidir. 1081 (m. 1670) senesinde Tunus’un bir köyü olan Menistir’de doğdu. İlim tahsili için Kayrevân’a gitti. Ali Echûrî'den ilim öğrendi. Sonra Tunus’a gitti. Burada, bir grup âlimden ilim öğrendi. İlim tahsilini tamamlayan Muhammed Zeytûne, Zeytûne Câmii’nde ders vermeye başladı. 1138 (m. 1726) senesinde Tunus’da vefât etti. Buyurdu ki:

Allahü teâlâ, Hazreti Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem) hitaben Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Uhud savaşında sen, Allahtan gelen bir merhamet sayesindedir ki, onlara (Eshâba) yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, muhakkak onlar etrâfından dağılıp gitmişlerdi. Artık onları bağışla ve kendilerine Allahtan mağfiret dile. İş husûsunda onlarla istişâre et. İstişâreden sonra da bir şeyi yapmaya karar verdin mi, artık Allaha güven. Gerçekten Allah tevekkül edenleri sever” buyurmaktadır. (Âl-i İmrân-159). Hasen-i Basrî hazretleri bu husûsta şöyle diyor:

“Cenâb-ı Hak Peygamberine istişâreyi emretmiştir ki; doğru görüşe kavuşsun ve onunla amel etsin diye.”

Ed-Dahhâk ise; istişâreyi Hazreti Peygambere, onda faziletin bulunduğunu, faydasının kendisine döneceğini bildiği için emretmişti” diyor. Dahhâk şöyle devam ediyor: “Keskin ve isâbetli fikirlerden, saf ve berrak düşünceden, mümkün olan bir şey kaçamaz. Caiz olan gizlenemez. Hatalı da olsa görüşünü zorla kabûl ettiren kimse, doğrudan uzak, hatâya daha, yakındır. Sevgili Peygamberimiz; (Allaha imândan sonra aklın başı, insanlara dostluk etmektir ve kat’î görüşten vazgeçmektir. Hiçbir kimse, istişâreyle helak olmamıştır. Cenâb-ı Hak kulunu helak etmek isteyince, Önce onun görüşünü helak eder) buyurdular.

Peygamber efendimiz başka bir hadîs-i şerîflerinde; “Akıllarınızı mütâlâa ile durulayın, işlerinizin halli için istişâreye başvurun” buyurmuşlardır.

Bazı âlimler de; “İstişâre ile gelen hatâ, istibdâdla (zorla kabûllendirme ile) gelen doğrudan daha iyidir” buyurdular.

Yine hikmetli konuşan âlimler dediler ki: “Senin reyinin yarısı Müslüman kardeşinindir. Reyini tamamlamak için kardeşinle istişârede bulun.”

Bir işin içinden çıkamayacak olursan, akıllı insanların görüşüne başvur. Doğruyu ve doğru yolu göstereni aramaktan vazgeçme, böyle olunca, insanların sevgisine mazhar olursun. Sorarak selâmete kavuşman, senin için doğruyu bulup pişmanlık duymaktan çok daha hayırlıdır. Bazı âlimler; “Tereddütlü olmak, aceleci olmaktan daha hayırlıdır” demişlerdir.