Bozuk itikatlı kimselere aldanmamak için!..

02/09/2022 Cuma Köşe yazarı A.D

"Allahü teâlâ yarattıklarına benzemez. O, mekândan münezzehtir. Yani bir yerde, aşağıda, yukarıda değildir. Her şeyi ve her yeri yaratan Odur..." 

Büyük İslam âlimleri, zamanlarındaki bozuk itikatlı kimseleri susturmak ve halkın iman bilgilerini korumak için çok kıymetli eserler yazmışlardır. İnanmamız gereken doğru imanı, yani Ehl-i sünnet itikadını özetle şöyle bildirmektedirler:
“Allahü teâlâ birdir, kadîm [ezeli] olan zatı ile vardır. Ondan başka her şey, Onun var etmesi ile sonradan var olmuştur. Sonunda yine yok olacaklardır. Akıl, ilmin bir sebebi ve vasıtasıdır. İlham, bir şeyin doğru olduğunu bilmeye yeterli sebep ve vasıta değildir.
Allahü teâlâ yarattıklarına benzemez. O, mekândan münezzehtir. Yani bir yerde, aşağıda, yukarıda değildir. Her şeyi ve her yeri yaratan Odur. Allahü teâlânın, zâtı ile kâim ezeli sıfatları vardır. O, kendisine has ezeli bir kelam ile söyleyicidir O’nun kelamı harf ve ses cinsinden değildir. Hiçbir şey asla O’na benzemez. Hiçbir şey O’nun ilminin ve kudretinin dışında değildir.

Ba’s yani öldükten sonra yeniden dirilmek haktır. Amellerin tartılacağı terazi, Havz-ı kevser, Sırat köprüsü, Cennet ve Cehennem haktır...

Büyük günah mümin olan kimseyi imandan çıkarmadığı gibi küfre de sokmaz. Büyük günah işleyenlere peygamberlerin şefaat edebilecekleri naklî delillerle sabittir. 
Peygamberlerin ilki Hazret-i Âdem, sonuncusu Hazret-i Muhammed aleyhisselâmdır. Peygamberlerin en üstünü Muhammed aleyhisselamdır. Melekler, Allah’ın kullarıdır. Onun emriyle hareket ederler; erkeklik ve dişilikleri yoktur.

Allahü teâlânın peygamberlerine indirdiği kitapları vardır. Allah; emirlerini, yasaklarını, vaatlerini, uyarılarını bu kitaplarda bildirmiştir...

Peygamberimizden sonra insanların en üstünü Hazreti Ebû Bekr-i Siddîk, sonra Hazreti Ömer el-Fâruk, sonra Hazreti Osman-ı Zinnûreyn, sonra Hazreti Aliyyül Mürtezâ’dır.

Eshab-ı kirâmın hepsi sadece hayırla yâd edilir...

Nassları yani âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle açıkça bildirilen hükümleri kabul etmemek; İslâmın getirdiği haramları helal, helalleri haram saymak, İslâm ile alay etmek küfürdür. Allahtan ümit kesmek küfürdür. Allah’ın azabından kurtulacağını düşünmek küfürdür. Kâhinlerin söylediklerini doğrulamak küfürdür. Mest üzerine, mesh edilir.
Dirilerin ölüler için yaptıkları dualar ve hayırlar kabul edilir. Allahü teâlâ duaları kabul eder ve ihtiyaçları giderir. Deccal’ın çıkması, Dâbbetü’l-arz, Ye’cüc ve Me’cüc’ün zuhuru, Hazret-i İsa’nın gökten yere inmesi, Güneş'in Batı'dan doğması gibi peygamberin haber verdiği kıyamet alametleri haktır.”