İnsanları irşâd ediyordu...

11/02/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Büyük velîlerden Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerinin torunu olan Nasûhî Üsküdârî hazretleri, İslâmiyete tam uyardı.

Haramdan kaçardı.

Allah’tan korkardı.

Şüpheli korkusuyla mübahların çoğunu terk ederdi.

Dünyâyı sevmezdi.

Ve ona meyletmezdi.

Çok da ağlardı!

Allahü teâlânın korkusundan gözünden yaş eksik olmazdı!

Osmânlı yiğitleri Sakız Adasını Venediklilerden almak için çarpıştıkları günlerdi.

Nasûhî Efendi, o ara Üsküdar'daki dergâhında insanları irşâd ediyordu.

Bir gün yine dergâhdaydı.

Elhamdülillah dedi.

Talebeler sordular ki:

Niçin hamdettiniz efendim?

Onlara cevâben;

"Elhamdülillah, Osmânlı askeri, Sakız Adası'nı düşmandan geri aldılar. Ada, ehl-i İslâma nasîb oldu” buyurdu.

Talebeler bunu işittiler.

Ve o târihi bir yere kaydettiler.

Birkaç gün geçti.

Fetih haberi geldi.

Sakız Adası'nın fethine katılan bâzı gâziler gelip, fetih sırasında, eli kılıçlı, başı sarıklı, fakat asker kıyâfetinde olmayan pek çok “Yiğit”le birlikte Nasûhî Efendi’yi de düşmanla çarpışırken gördüklerini söylediler.

Soruldu ki:

“O, hangi gündü?”

“Filân gündü” dediler.

O günün târihini söylediler.

Târih tam tutuyordu.

İkisi de aynı gündü...