Vera ve takva üzere olmak…

27/02/2022 Pazar Köşe yazarı S.K

Dünyada felaketlerden, ahirette azaptan kurtulmak için iki şey gerekir. Emirlere sarılmak ve yasaklardan sakınmak!

 

 

İslam âlimleri asırlardan beri insanların hidayeti ve selameti için kitaplarıyla ve sohbetleriyle hep nasihat etmişlerdir. İnsanlar bunları okuyarak, yanlışlarını ve eksiklerini görmüşler, hatalarının farkına varmışlar ve bu nasihatlere göre kendilerini düzeltmeye gayret etmişlerdir. İslam âlimlerinin yaptıkları böyle nasihatlerden biri şöyledir:

Bir kimse, şu on şeye dikkat etmedikçe tam vera sahibi olamaz:

Emirleri yapıp yasak edilen şeylerden sakınmaya (takva), şüpheli şeylerden de sakınmaya (vera) denir. 

Büyük âlim ve evliya İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

“Dünyada felaketlerden, ahirette azaptan kurtulmak için iki şey gerekir. Emirlere sarılmak ve yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden en büyüğü ikincisidir ki, buna vera ve takva denir...” 

Gıybet etmemeli… Gıybet, bir kimsenin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir. Gıybet etmek haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gıybetten sakının; çünkü gıybet zinadan daha şiddetlidir) [Taberani] Gıybete kolayca girildiği, zararının sınırı olmadığı için bu şiddetli bir ikazdır. Gıybeti dinlemek ise, iki kat daha günahtır.

Müminlere suizan etmemeli, onları kötü bilmemeli… Suizan, Müslümanlar hakkında kötü düşünmek, kötü zanda bulunmaktır, çok büyük günahtır. Zan ile başkasının kötü olduğunu kabul eden, onu gıybet eder, ona dil uzatır. Onu kötü, kendini iyi bilir. Bu da, helâkine sebep olur. (İhya)

Kimse ile alay etmemeli… Alay etmek insanın şerefini, kıymetini düşürür…

Harama bakmamalı… Kur’ân-ı kerimde meâlen (Ey Resulüm, müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar.) [Nur, 30] buyurulmaktadır.

Doğru söylemeli… Dört şey, güzel hasletlerdendir; doğru söz, doğru iş, samimi dostluk, emanete riayet… Allahü teâlâ doğruların yardımcısıdır...

Kendini beğenmemeli. Bunun için Allahü teâlânın, kendisine yaptığı ihsanları, nimetleri düşünmeli… Kendi kusurlarını görmeyip, ilim, ibadet, yakınlarının çokluğu gibi sebeplerle kendini beğenmeye ucub denir. Bunların Allahü teâlânın lütfu olduğunu bilen, ucba düşmez, dolayısıyla kibirlenmez.

Malını helal yere harcamalı; haramlara vermemeli… Para, mal, ya hayırlı veya hayırsız olur. Bu, parayı kazanmaya ve harcamaya bağlıdır. Paranın gittiği yerden, geldiği yer belli olur. Hayırlı mal, Allah yolunda harcanır...

Nefsi, keyfi için, mevki, makam istemeyip, buraları, Allahü teâlânın rızasını kazanmak ve insanlara hizmet yeri bilmeli… Makamı, mevkiyi, iyilik yapmak, Allahü teâlânın rızasını kazanmak ve insanlara hizmet için istemelidir.

Beş vakit namazı vaktinde kılmayı birinci vazife bilmeli… Kıyamet günü, imandan sonra ilk hesap namazdan olacaktır...

Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği iman ve işleri iyi öğrenip, kendini bunlara uydurmalı… Ehl-i sünnet âlimleri, dört mezhep [Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli] âlimleridir. Her Müslüman ilmihal bilgilerini öğrenmelidir. Hakikat Kitabevi’nin yayınlarından Namaz Kitabı ve İslam Ahlakı Kitabı çok kıymetli ilmihal kitaplarıdır.