Ulemâ ve evliya diyârı Özbekistân
22/09/2025 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Cenâb-ı Hakk’a çok şükürler olsun ki, bir haftalık rüyâ gibi
geçen bir Özbekistân seyâhatimizden daha döndük...
En büyük âlim ve velîlerin medfûn bulundukları,
dünyânın en güzel ülkelerinden biri olan Özbekistân’a [6-11 Eylül 2025
târihleri arasında] yaptığımız, 1 haftalık rüyâ gibi bir seyâhatten yeni
döndük. Cenâb-ı Hakk’a çok şükürler olsun ki, bu Özbekistân'a 12. seyâhatimiz
idi.
Peygamber Efendimize en çok benzeyen 7 kişiden biri,
Peygamber Efendimizi yıkayan 5 kişiden biri, kabr-i şerîfine indiren 3 kişiden
biri, dünyâ gözüyle onu en son gören kişi, kabirde kulağını onun mübârek
dudaklarına koyarak “ümmetî, ümmetî, ümmetî” sözlerini duyan,
Efendimizin amcâzâdesi, “Şâh-ı zinde Kusem bin Abbâs” (radıyallahü
anh), 2750 yıllık târihî Semerkand şehrindedir.
Kezâ, gelmiş-geçmiş hadîs âlimlerinin en büyüğü
olan İmâm-ı Buhârî (rahmetullahi aleyh), Ehl-i Sünnetin en büyük
2 akâid imâmından biri olan İmâm-ı Mâtürîdî (rahmetullahi aleyh) de,
Semerkand’dadırlar.
Yine, “Silsile-i aliyye" (yüksek silsile)
= Silsiletüz-zeheb (altun silsile) denilen 36 büyüğün 1/3’ü yani 12
adedi Özbekistân’da bulunmaktadırlar. Bunlardan 7’si Buhârâ ve civârında
(takriben 80-100 km içerisinde), 1’i Semerkand’da, 2’si Kaşkaderyâ
vilâyetinin Kitap şehrinin Asfarar ve İmkene (Emkene) köylerinde, 2’si de
Tâcikistân sınırında Denöv taraflarındadır. Başka birçok ilim ve gönül adamı da
oralardadır.
Yine, Semerkand şehrinde, dünyânın en büyük
cihângirlerinden, 27 devleti haritadan silen Emîr Timur (Timur Hân) ile
onun torunu ve 36 sene sultânlık da yapan, dünyânın en büyük
astronomlarından Uluğ Bey medfûndurlar.
***
2 akâid imâmından biri olan İmâm-ı
Mâtürîdî Semerkand’dadır dedik. Bu münâsebetle ifâde edelim ki, Resûl-i
Ekrem Efendimiz, Müslümânların yetmiş üç fırkaya ayrılacaklarını, bunlardan
kendisinin ve Eshâbının yolundan gidenlerin (Ehl-i Sünnet ve cemâat i’tikâdında
olanların) Cehennem’den kurtulacaklarını haber vermiştir. Bir hadîs-i
şerîfte; “İsrâiloğulları, yetmiş bir fırkaya ayrılmıştı. Bunlardan
yetmişi Cehenneme gidip, ancak bir fırkası kurtulacaktır. Nasârâ (yâni
Hıristiyânlar) da, yetmiş iki fırkaya ayrılmıştı. Yetmiş biri Cehenneme
gidecektir. Bir zaman sonra benim ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılır.
Bunlardan yetmiş ikisi Cehennem’e gidip, yalnız bir fırka kurtulur” buyurulmuştur.
Eshâb-ı kirâm, o fırkanın kimler olduğunu
sorduklarında; Peygamber Efendimiz, “Cehennem’den kurtulan o fırka,
Benim ve Eshâbımın gittiği yolda gidenlerdir” buyurmuştur.
“Müslümânlar hep sünnîdir; cümlenin reîsi Nu'mân
(İmâm-ı a'zam)/Cennet ile müjdelendi; îmânda bunlara uyan” [Kemahlı
Feyzullah]
“Cehennem'e girecekleri bildirilmiş
olan yetmişiki bid'at fırkası, ehl-i kıble oldukları için bunların
hiçbirine kâfir dememelidir. Fakat bunların, dînde inanılması zarûrî,
lâzım olan şeylere inanmayanları ve 'Ahkâm-ı Şer'iyye'den her Müslümânın
işittiği, bildiği şeyleri, te'vilini bilmeden reddedenleri kâfir
olurlar.” [İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbâniyye]
