“Tövbe eden hiç günah işlememiş gibi olur...”
23/09/2025 Salı Köşe yazarı V.T
"Dünyâda zarar hâsıl olmasından korkarak pişman
olmak tövbe olmaz!"
Muhammed Kinanî hazretleri Şafiî
mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 264 (m. 878) yılında Mısır’da doğdu. Orada
birçok âlimden ilim öğrendikten sonra Bağdâd’a gitti. Meşhur âlimlerden hadîs
ilmi tahsil etti. Mısır’a dönerek talebe yetiştirdi. 345 (m. 956)’da vefât
etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Kendi ayıbını görmeli,
başkalarının ayıplarını araştırmamalıdır. Mümine en uygun olanı, kendi ayıpları
ile meşgul olup, onları mümkün olduğu kadar gidermeye çalışmaktır. Çünkü bir
kimse, kendi ayıbı ve günâhı ile Allahü teâlâya karşı edebsizlik ettiğini ve
cenâb-ı Hakkın yarattıklarındaki hikmetleri düşünse, sekerât-ül-mevt (ölüm
hâli), kabir, kıyâmet ve hesâb hâllerini hatırlasa, başkalarının ayıbına
bakmaz. Nitekim Hasen-i Basrî hazretleri; “Ben hiçbir kimsenin ayıbıyla meşgûl
olup, onun ayıbından haberdâr olmadım. Çünkü kendi ayıbım her tarafımı sarmış
iken başkasının ayıbını görmem doğru değildir” buyurdu.
Resûlullah Efendimiz de
(sallallahü aleyhi ve sellem); “Kim mümin kardeşinin ayıbını dünyâda gizlerse,
Allahü teâlâ da dünyâda ve âhırette onun ayıbını gizler” buyurdu.
İnsan; 1- Acaba ibâdet ve
tâatimiz kabûl olur mu, olmaz mı? 2- Acaba, Allahü teâlâ günâhımızı affeder mi,
etmez mi? 3- Acaba Resûlullahı (aleyhisselâm) görür müyüz, görmez miyiz? diye
düşünmeli, başkalarının ayıpları ile meşgûl olmamalıdır.
Söyleyen kim olursa olsun hakkı,
doğru sözü kabûl etmelidir. Her ne kadar hak acı ise de hatâsını itirâf
etmekten ar etmemeli, hemen doğruya yönelmelidir.
Bütün
günahlarına vakit geçirmeden tövbe etmelidir. Resûlullah; “Tövbe eden hiç günah
işlememiş gibi olur” buyurdu. Tövbe; haram işledikten sonra pişman olup, Allahü
teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Yanî tövbe
etmeye sebep, yalnız Allah korkusu olmalıdır. Dünyâda zarar hâsıl olmasından
korkarak pişman olmak tövbe olmaz. Kazası ve istihlâli (helâlleşmesi) lâzım
olmayanlarda tövbe, kalb ile pişman olup, bir daha işlememek için tövbe etmek
ve dil ile istiğfar etmekle olur. Eğer üzerinde kul hakkı varsa sahibi veya
vârisi ile helâlleşmelidir. Eğer hiçbir şekilde hak sahibini bulup hakkını
ödeyemezse ve hak sahibi mümin ise, ona hayr duâ etmeli, onun günahlarının affı
için Allahü teâlâdan mağfiret dilemeli, onun için sadaka vermelidir.
Sevaplarını hak sahibine bağışlamalı, âhırete borçlu gitmemeye çalışmalıdır.
