“Her erkeğin çalışıp kazanması farzdır”
25/09/2025 Perşembe Köşe yazarı V.T
Müslümanlara yardım için, cihâd etmek için fazla
çalışıp kazanmak müstehâbdır.
Mecdüddîn Zünkelûnî hazretleri
Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 679 (m. 1280) senesinde Mısır’da Zünkelûn
köyünde doğdu. Fıkıh ve hadîs ilmini zamanının âlimlerinden öğrendi. Kahire’de
Baybarsiyye dergâhında Meşîhat-üs-Sûfiyye vazîfesini yürüttü ve hadîs dersleri
verdi. 740 (m. 1339)’da vefât etti. Çok kitap yazdı. “Şerhu minhâc-üt-tâlibîn”
isimli eserinde şöyle anlatır:
“Farzları yapamayacak kadar
zayıflatan riyâzet, yani az yemek caiz değildir. Kendinin ve
çoluk-çocuğunun nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar, çalışıp
kazanmak farzdır. Bu niyet ile çalışan kimse, borcunu ödeyemeden ölürse,
azap çekmez. Hadîs-i şerîfte; “Her erkeğin çalışıp kazanması farzdır”
buyuruldu. Bundan fazlası için çalışmamak caizdir. Âdem aleyhisselâm buğday
eker ve ekmek yapardı. Nûh aleyhisselâm neccâr, marangoz idi. İbrâhim
aleyhisselâm kumaş tüccârı idi. Dâvûd aleyhisselâm, önce koyun güderdi. Sonra
ticâret yaptı. Sonra cihâd yaptı. Asker idi. Ebû Bekr-i Sıddîk, kumaş tüccârı
idi. Ömer-ül-Fârûk, kösele dikerdi. Osmân-ı Zinnûreyn gıda maddeleri
ithalâtçısı idi. Hazreti Ali işçilik ve cihâd yapardı. (radıyallahü anhüm)
Çoluk-çocuğunun bir yıllık nafakasını toplayacak kadar çalışmak, mübahdır.
Müslümanlara yardım için, cihâd etmek için fazla çalışıp kazanmak müstehâbdır, iyidir.
Hadîs-i şerîfte; “İnsanların en iyisi, insanlara faydalı olandır”
buyuruldu.”
Resûlullahın
(sallallahü aleyhi ve sellem) uzun günler orucunu bozmadığı ve açlıktın mübârek
karnına taş bağladığı kitaplarda yazılıdır. Mübârek ayakları şişinceye kadar
geceleri çok namaz kıldığı da bildirilmiştir. Mübârek zevceleri de, böyle çok
ibâdet yaparlardı. Fakat, ümmetine çok merhamet ettiği için, onların böyle
sıkıntı çekmelerini istemezdi. Ümmetine ruhsat ile emrederdi. Kendisi azîmet
ile ibâdet yapardı. Din demek, yalnız emir demek değildir. Ruhsat ile azîmetin
ikisi de dindir. “Allahü teâlânın helâl ettiklerini, kendinize haram
etmeyiniz!” meâlindeki Mâide sûresi 87. âyet-i kerîmesi; (ruhsat, izin verilen
şeyleri inkâr etmeyiniz! Bunları haram etmeyip de, terk eder, çekinirseniz zühd
olur, iyi olur. Yapması ise, günah olmaz) demektir. Hadîs-i şerîfte; “Sünnetimi
kabûl etmeyen benden değildir!” buyuruldu ki, ruhsat, izin verdiğim şeyleri
kabûl etmeyip, kendine sıkıntı veren benden değildir demektir.
